Romanlara, filmlere konu olur, sevme beceriksizi, yakın ilişkiler kurma yetisine sahip olmayan adamlar ve yüksek yakınlık ve bağlılık arzusu duyan kadınlar. Bunlardan biri diğerini görünce şu masallardaki aşk da başlamış olur. Oysa yaşanan şey bilinçdışı seçimlerden başka bir şey değildir. Terazinin bir ucunda yakın bir ilişkiyi sürdürme konusunda gelişmemiş olan kişi vardır yani “narsist”, diğer yanda ise benlik kavramları sağlam olmayan “histerik”. Bu ikili hiçbir zaman dengeyi bulamaz ve ama birbirleriyle beslenmekten de vazgeçmezler.
Aslında ikisi de birbirinin farklı yüzleridir. Narsist, güç ve hayranlık beklentisindeyken ve kendisiyle bu kadar çok meşgulken nasıl olur da yakın bir ilişki kurabilir? Histerik kadın ise yaşadığı duygu yoğunluğu ile narsisti ilk bakışta etkiler. Narsistin yaşantısında eksik hissettiği duygular karşısındaki kadında öylece duruyordur. Kendisinde eksik olan şeyin artık tamamlanacağını düşünür. Zaten histerik, kendisine içten içe hayran kalınmasını istediğinden yaşamın her rengine bürünecek ve narsistin ilgisini fazlasıyla çekecektir.
Histerik kadın, kaygılarla doludur aslında. Karşı taraftan sürekli destek ve yakınlık görmek ister ve bunu alabilmek için fazlasıyla ısrarcı davranır. Tüm enerjisine karşısındaki kişiye yöneltirken, narsistin birazcık ilgisi için kıvranır. Narsist artık bu kadından sıkılmaya başlar histerik kadına duyduğu hayranlık artık onun için can sıkıcı olmaya başlar. Kadının ruh durumunun sürekli değişmesinden, duygusal patlamalarından bunalmaya başlar narsist. Duygularını dizginleyemeyen kadın ile duygularını ifade etmekte zorluk çeken erkek, sürekli aynı sarmalda dönüp dururlar. Histerik kadın, altta yatan güvensizlik duygularıyla yüzleşmedikçe kimsenin kendisine hak ettiği değeri vermediğini düşünür ve narsist adam ile bunu onaylatır da. Narsist ise yüce gönlüyle ve herkesten çok her şeyi bildiği düşünür, içindeki kırılganlığı kocaman duvarlar arasına gizlemişken, kadınların yoğun ve bitmek bilmeyen hezeyanlarından bıktığından şikayet eder, o yüzden ilişkiye uzaktır zaten. Yani her iki kişilik de kendilerini doğrular bir nevi.
Histerik kadın, narsisti terkedip gitmekle tehdit eder, ne varki narsist kendisine ve duygularına o kadar yabancıdır ki hiçbir tepki vermez. Histerik gitse de geri döner. Çünkü çocukluğundaki gibi onaylanmıyordur ve ebeveyninin onay dolu bakışlarına benzer bakışları, narsistin gözlerinde arar. Narsistin ilk terkedilme anında, yaşadığı şey kendini onaylayan veya hayran olan birini kaybetmekten başka bir şey değildir, ne de olsa sevmeyi bilmez o. O sadece kendine aşıktır. Histerik kadın da onun gücüne boyun eğenlerdendir, onun varlığının bu şekilde onaya ihtiyacı vardır. Tabi bu ilişkide mutlu son yoktur. Acı ve mutsuzluktan başka hiçbir şey yoktur.
Peki, şimdi asrolojiye dönelim. Kişilerin haritalarında narsist ve histerik özellikleri yakalayabilir miyiz? İncelediğim bir çok haritada, histeriklerde yoğun olarak su ve ateş elementinin baskın olduğunu gözlemledim. Böylece kişi duyguların doğasında gel gitler içinde çalkalanıyordu. Ayrıca gerilimli Ay ve Uranüs açıları da bu özelliği doğrular gibi haritalarda mevcut. Ay ve Merkür’ün Aslan burcunda olması Pluto ve Neptün ile olan bağlantıları da özellikle kaydadeğer, çünkü bu kişinin kendi dramatize etmesine neden oluyor ve bunlar histeri için oldukça uygun yerleşimler. Çünkü histerik kişi de tıpkı narsist gibi ilgi odağı olmaktan hoşlanır. Ayrıca haritadaki ebeveyn aksına özellikle dikkat etmemiz gerekir. Çünkü 4. ve 10. evler kişinin ebeveynlerle kurduğu ilişki tarzı hakkında önemli ipuçları verir. Oradaki Venüs, Neptün , Ay ve Güneş, Mars, kişinin güvenliği elde etmesinde ebeveynlerin önemini arttırır.
Narsist kişi, Noel Tyl’ a göre Güneş- Neptün kavuşumları veya karesi; veya Neptün’ün yükselen (ASC) yöneticisine, V. ve VII. ev yöneticilerine olan gerilimli açılarının astrolojik ipuçları olduğunu belirtmiştir. Neptün kişinin kendi algısını zayıflatacağı ve kendisi hakkında gerçek bir algı yaratmamasından dolayı oldukça önemli bir işleve sahip. Bende incelediğim narsist kişilerin haritalarında Neptün’ün zorlu açılarını gözlemledim. Freud’un tanımladığı şekilde ise “narsist” libidosunu kendisine yönlendirmiştir tıpkı küçük bir çocukta olduğu gibi. Kişinin libidosunu içe yönlendirmesini açığa vuracak verileri ise bize Mars sağlayacak. Mars’ın Güneş’e, Venüs’e, Neptün ve Uranüs’e olan gerilimli bağlantısı da kişinin libidosunu kendisine yönlendirebileceğini anlatmakta.
Tabiki bunlar sadece dikkat edilmesi gereken bazı noktalar. Harita bütünüyle incelenmeli, kişiyle yapılacak karşılıklı konuşmalar ise sizin daha net veriler ortaya koymanıza yardımcı olacak. Çünkü sadece haritaya bakarak hükümlerde bulunmak büyük bir hata olabilir. Bir insanın sesi, sözleri, bakışları daha doğrusu onunla kurduğunuz interaktif iletişimle, harita yorumlarınız yolunu daha net bulacaktır.
Yine de karşınızda narsist ve histerik çifti varsa, mutlak aşkı peşinde iki kişi ile karşı karşıyasınız demektir. Gerçeklerse onların kabul edemeyeceği kadar acı verici olacaktır. Spotların aydınlattığı yerde onlar dans ederken, aşk onları sarhoş etse de, yine ve yeniden aynı çıkmaz sokaklara dalacaklardır.
Gülden Bulut, 2015