Mizaç, bireyin yaşadığı deneyimlere ve sosyal etkileşime nasıl bir duyarlılık göstereceğini belirten doğuştan gelen özelliklerdir. Her birey farklı mizaç özellikleriyle dünyaya gelir. Mizaç terimi İngilizce “temperament”, Latince “temperare” sözcüğünden gelir. Sözcük anlamı karıştırmak ya da karışım olan bu kelime birden fazla etkenin bir davranış oluşturmak üzere bir arada çalışması anlamına gelir. İlk olarak mizaç tanımı, Hipokrat tarafından ortaya atılmış daha sonra Galen tarafından genişletilmiştir.[1]
Hipokrat, bedenin 4 farklı sıvı ya da salgı bulundurduğunu ve bu salgılardan her birinin belli bir duygu ve davranış düzenini ifade eden mizaç ile ilişkili olduğunu öne sürmüştür. Aşağıda Hipokrat’ın mizaçları nasıl detaylandırdığını görebilirsiniz:
Mizaç Kalite Element Vücut sıvısı
Sanguine sıcak & nemli Hava Kan
Kolerik sıcak & kuru Ateş Sarı Safra
Flegmatik soğuk & nemli Su Phlegm
Melankolik soğuk & kuru Toprak Kara Safra
Dikkat ederseniz her mizaç bir elementle ile ilişkilendirilmiştir. Hipokrat, sağlığın ve hastalığın doğayla ilişki olduğunu belirtiyordu. Ona göre, eğer doğal güçlerle uyum içinde çalışılır ve bir de bu teknikler hasta üzerinde uygulanırsa iyileşme sağlanabilirdi. Bu noktada elementleri anlamak önemlidir.
Antik düşüncede evrenin ilk maddesi üzerine düşünülmüş ve doğanın temel maddesinin ne olduğu sorulmuştu. İlk çağ filozoflardan Empedokles evreni ve içeriğindeki doğayı toprak, ateş, have ve sudan oluştuğunu belirtiyordu. Aristoteles bir adım öteye giderek element sözcüğünü kullandı ve elementleri detaylandırdı. Her element soğuk veya sıcak, kuru veya nemli bir tabiata sahipti. Ay-altı diye isimlendirdiği her canlı bu element bileşimlerinden oluşuyordu. Hipokrat’ın temel aldığı ana kaynak da burasıydı. İnsan vücudu, küçük bir dünyadı ve evreni oluşturan dört elementin özelliklerini yansıtıyordu. Hipokrat da buradan yola çıkarak element, mizaç ve sağlığı ilişkilendirdi. Mizaçları aşağıdaki gibi detaylandırdı.
1.Sanguine: Vücut sıvısı kandı. Kan pıhtısının üst kısmı kırmızı olarak görülüyordu. Kanın bu kısmına “kanlı” anlamına gelen Latince sanguineus denmiş ve daha sonra sanguine olarak tanımlamıştır. Sanguine mizaç, sağlığı, dengeyi, karışımı ve aşırılıklarından kaçınmayı ifade eder. Bu mizaç, ılımlı gezegen Jüpiter tarafından yönetiliyordu; ilkbahar ve hava elementi ile ilişkiliydi.
2.Kolerik: Sıvısı sarı safra idi. Kan, pıhtıdan ayrıldığında serum içinde sarı safra görülüyordu. Ona Latince cholericus, Yunanca cholerikós deniyordu; tezcanlı, sabırsız ve kolayca kızan anlamına geliyordu. Bu mizaç Mars tarafından yönetiliyor, yaz mevsiminin ve ateş elementiyle ilişkiliydi. Doğası sıcak ve kuruydu.
3.Flegmatik: Sıvısı, phlegma idi. Kan parçalara ayrıldığında beyaz kısmı, discharge anlamına gelen, Latin phlegma olarak adlandırılıyordu. Flegmatik tip, tembel, uyuşuktu. Empati yeteneği gelişmiş olduğundan diğerlerinden kolay etkileniyordu. Nemlendiren ve soğutan etkisinden dolayı Venüs ve Ay, su elementi ile ilişkilendiriliyordu. Ayrıca kış mevsiminin soğuk ve nemli doğasına karşılık geliyordu.
4.Melankolik: Vücut sıvısı siyah safraydı. Pıhtının en alttaki siyah parçası, siyah safra olarak tanımlanmıştı. Yunanca melan (siyah) ve cholerikós (safra) sözcüklerinden oluşan melankolik mizaç soğuk ve kuru niteliklere sahipti ve sonbahar mevsimiyle ilintilidir. Mars ve Satürn tarafından yönetiliyordu. Bu mizaca sahip olan kişi, toprak elementi özelliklerine sahipti, ketum ve dayanıklı bir yapıları vardı.
Görüldüğü üzere Hipokrat dört mizacı elementler ve nitelikleri kullaranak tanımlamış ve her mizaca özellikler atfetmişti. Onun teşhislerinde astrolojiyi de kullanmış olması büyük bir olasılıktır. Hipokrat’a göre bedendeki dengesizlikler yüzünden hastalıklar ortaya çıkıyordu ve O, bedenin dengesini sağlamak için tedavi yöntemleri geliştirerek kişileri iyileştiriyordu.
Gülden Bulut, 2024
Her hakkı saklıdır.
[1] Mizaç Özellikleri ve Gelişime Etkileri, Turkiye Klinikleri J Child Psychiatry-Special Topics 2018;4(1):5-9