Hayatlarımızı belirli bir düzende yaşamak istiyoruz. Sabah işe belirli saatte gidip belirli saatte çıkmayı şiar edinmemiz yaşamımızın sıradan bir parçası. Kişisel bir düzenimiz var. Hatta bazılarımız buna uymadığımız günler kendilerini suçlu bile hissediyor. Hayat, gelişigüzel değil belli bir zaman cetveli içine yerleştirildiğinde hepimizi daha mutlu kılıyor. Fakat bu başka bir gözle bu büyük bir yanılsama!
Nefes alışımız bile düzenli gibi gözükürken kendi içinde düzensiz. Bazen uzun soluklanırken bazen hiç almadığımız kadar hızlı nefes alıp verebiliyoruz. Çünkü hepimiz düzenden önce karmaşadan oluşuyoruz. Bunu anlamak için biraz uzaklara gidelim. Büyük patlama Big Bang’a mesela. Patlama sonrası atom altı taneciklerin hatta ilk nötron ve proton kaynaşmasının nedeni düzensizlikti. Yani Kozmoz (evren) Kaos’tan (düzensizlikten) oluşmuştur. Ortaya çıkan muhteşem ve mükemmel diye tabir ettiğimiz evrenin her bir parçası gün gelecek yine karanlığa gömülecek. Düzen yine düzensizliğe yerini bırakacak.
Yine gerçek hayata dönelim. Sistemdeki düzenliliğiniz sizin ne kadar verimli olduğunu söyler. Mesela verimli insanlar oldukça düzenli yaşarlar. Tüm eşyalarının yerleri bellidir o nedenle çok fazla enerji harcamazlar. Bir diğer kısım düzensiz yaşam sürdürürken eşyasını hemen öyle anında bulamaz ve daha büyük düzensizliklere yol açar. Ama şunu unutmamak gerekiyor ne kadar düzensiz olursanız bulunabileceğiniz hal ve olasılık o kadar. Bu da bizler için büyük bir paradoks.
Venüs Başak burcuna geçti, bir de bunun yanında Başak burcundaki Yeni Ay, vurguyu kuvvetlendiriyor. Kendimizi, yaşamımızı ve diğerlerini sınırlandırır ve bir düzene dahil etmek isterken, olası, bize daha fazla zevk ve mutluluk verecek yaşama ihtimallerini sınır dışı edebiliriz. Günlük ritminizi kendi içinde bırakın, her zamanki gibi düzensizce salınsın. Çünkü siz bildiğiniz şarkıyı söylemek isterken “an” da olmayı kaçırabilirsiniz!
Gülden Bulut,
20 Eylül 2017