Batı dillerinde Phoneix olarak bilinen efsanevi kuşun adı, Antik Yunan ve Roma‟da Phoinix bazen Phonecia olarak, telaffuz edilmiştir. (Çin mitolojisinde Zümrüdüanka olarak geçer.) Yunancadaki Phoenix sözcüğünü Arapça ve İbranice “madder” olarak tanımlanan bir bitkiye ait kökün kırmızı boyasını ifade eder.
Phoenix efsanesi iki farklı versiyona sahiptir. Bunlardan ilki, Phoenix’in Antik Yunan Güneş Tanrısı Helios ile özdeşleştiği versiyondur. Diğeri ise Phoenix’in küllerinden yenilenerek yeniden doğuşu gerçekleştirdiği versiyondur ki çoğu yazar tarafından bu efsane aktarılmıştır. Yunan mitolojisinde Phoenix, uzun yaşayan bir kuştur ve dairesel ya da döngüsel bir biçimde hayat bulup yeniden doğar. Phoneix‟in uzun bir hayatı olduğu, hatta 1000-2000 yıl yaşayabildiğinden söz edilir. Roma kültüründe Phoenix, ölümsüzlük sembolü olarak ele alınmıştır.
Her halk, kendi coğrafyasının Simurg’unu yaratmış ve yaşadıkları bölgenin en çok görünen ağaç veya dağında bu kuşun yuvasını hayal etmiştir. Simurg Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar. Kuşlar Simurg’a inanırmış. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, Bu vadiler; istek, aşk, marifet, istisna, tevhid, hayret ve yokluk vadileriymiş.
Kuşlar Simurg’a doğru yol almaya başlamışlar. Yeterince istemeyen, yorulan kuşlar yolda düşmüşler. Bazıları Aşk denizinden geçip ayrılık vadisi üzerinden geçmişler ama hırs ovasında saplanmış bazıları, diğerleri kıskançlık gölüne saplanıp kalmışlar. Yedi vadi üzerinde uçtukça sayıları iyice azalmış. Hayret ve yokluk vadisini geçen sadece otuz kuş kalmış. Simurg’un yuvasını bulunca ögrenmişler ki; “Simurg -otuz kuş” demekmiş. (Farsça “sı” , “otuz”, “murg” ise “kuş demektir.) Yani her biri Simurg’muş.
Gülden Bulut, Ocak 2019
Kaynaklar:
Simurg, Sanaz Mehran, Fars Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
Hülya Kalyoncu mitoloji notları