Medusa ve Psikoloji

Medusa’yı duymuşsunuzdur, Gorgon’lardan biri. yılan saçlı korkunç bir yaratık, Ama öncesindeki hayatında çok güzel bir genç kızdır. Denizler tanrısı Posedion güzeller güzeli Medusa’ya aşık olur.  Medusayı kaçırarak onu Tanrıça Athena’nın tapınağına götürür. Athena bu durumu hoş görmez. Medusa’yı cezalandırır; saçlarını yılanla doldurur ve ona bakanlar taşa dönecektir. Başka bir versiyonda Medusa’nın güzelliğinden dolayı tanrıçalara meydan okuduğundan iğrenç yaratığa dönüştürüldüğü söylenir. Medusa’nın trajik sonu bu kadarla da kalmamış ve annesi Danae’yi Kral Polydektes’in elinden kurtarmak isteyen Perseus tarafından başı kesilerek öldürülmüştür.

Medusa’nın psikoloji literatürüne de konu olduğu ve özellikle Freud’un çalışmalarında önemli bir yer işgal ettiği bilinmektedir. Freud’a göre, Medusa’yı görenler iki nedenden dolayı taş kesilmektedir. Bu nedenlerden ilki, kastrasyon korkusudur. Medusa’nın fallik bir niteliğe sahip olan yılanlara örülü başının Perseus tarafında kesilmesi, bu korkuya işaret etmektedir. Taşa dönüşme olayı, kastrasyon tehlikesine ereksiyon yoluyla karşı koyma anlamını içinde barındırmaktadır. Medusa, imgesel kastrasyona ilişkin bir simge olarak ele alınabilmektedir. Medusa’ya bakanların taş kesilmesinin bir diğer nedeni de, cinsel çekimdir. Çünkü korkunç olduğu kadar, çekici bir varlıktır Medusa; hem bir canavar, hem de bir dişidir. Dolayısıyla Medusa’yı, güzelliği ve çirkinliği bünyesinde barındıran bir ‘femme fatale’ olarak nitelemek mümkündür. Bu paralelde yüzü kadın cinsel organına, başı kesildiğinde yere damlayan kan ise menstrual döngüye ilişkin bir sembol olarak değerlendirilebilmektedir.[1]

Resim: Michelangelo Merisi da Caravaggio, Medusa (1597) 

 

[1] Psikomitolojik Terimler: Psikoloji Literatüründe Mitolojinin Kullanılması

Kategoriler

Astroloji Dergisi 

Son Makaleler

Youtube Kanalımız

Benzer Makaleler

Menü