Modernitenin getirdiği açık olma haline rağmen halen birçok erkek, “erkek adam duygularını göstermez, kimseye ihtiyaç duymaz veya bağımlı olmaz, yemek veya temizlik yapmak gibi feminen işlere karışmaz” diyen kültürel programlama nedeniyle Ay tabiatının büyük bir kısmını bastırmaktadır. Kültürün geçtiğimiz birkaç on yıl boyunca bir şekilde değiştiği ve artık bazı erkeklerin duygularını daha aktif bir şekilde ifade ettikleri, yemek yaptıkları ve ebeveynlikte daha etkin bir rol üstlendikleri doğrudur; ama hala Ay’ın işlevlerinden hiçbirini yerine getirmek istemeyen erkeklerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Her ne kadar ağlayan, bebek bezi değiştiren ve yemek pişirenler tüm bunları bilinçli bir şekilde yapıyor olsalar da. Bunun dışında kadınlar ile erkekler arasında bir takım hormonal farklılıklar da bulunmaktadır – erkeklerde sakalın uzamasına, daha kalın bir sese sahip olmalarına, göğüste kıl çıkmasına, daha kaslı yapıya ve hepsinden daha önemlisi agresifliğe neden olan androjen miktarı çok daha fazladır.
Erkek stereotiplerine uygun davranmaya çalışan birçok erkeğin duygular ve güvenlik ihtiyaçları gibi Ay unsurları ile kurdukları ilişki hala sadece onların varlığını reddetmekten ibaret. Bu yüzden, herhangi bir güvenlik tehdidi karşısında agresif bir şekilde savunmaya geçerek tepki gösterebilir ve duygulara onları gömmek veya reddetmek suretiyle karşılık verebilirler. Erkeklerin daha güçlü ve bağımsız olması beklenir, dolayısıyla da geleneksel bir erkek bağımlı hissettiğini itiraf etmeyecektir. Hepimiz hastayken daha muhtaç konumda oluruz, ama erkekler hastalığı veya ağrıyı yok sayma, durumları iyice kötüleşinceye kadar doktora gitmeyi reddetme eğilimi gösterebilir, hatta hiçbir sorun olmadığını ispatlamak için kendilerini iki katı çaba gösterecek kadar zorlayabilirler.
Bu durum, duyguları ile ihtiyaçlarını reddeden ve bastıran erkekler için ciddi sonuçlar doğurur. Örneğin; en yüksek ölüm oranına sahip on beş ölüm nedeninden on dördü incelendiğinde, tüm yaş grupları için erkeklerin ölüm oranının kadınlarınkinden çok daha yüksek olduğu görülür. Kadınların ortalama yaşam süresi erkeklerinkinden sekiz yıl daha fazla olup, bu fark günden güne artmaktadır. Duygularını ve ihtiyaçlarını bastıran erkeklerin patlama yaşama veya duygularını köreltmek için alkol ya da başka maddeler kullanma riski de daha fazladır.
Daha az özgür davranan erkeklerin Ay özellikleri ile ilgili yaptığı şey çoğu zaman, bastırmanın dışında, bunları hayatlarındaki kadınlara yüklemektir. İlişki içinde oldukları kadınlardan – annelerinden, kadın akrabalarından, eşlerinden – beklentileri, açıkça ifade etmedikleri duygularına otomatik bir şekilde yanıt vermeleridir. Bu tür erkekler, duygularını açığa vurmadıkları halde kadınların onların satır aralarında ne demek istediğini anlamasına ve ihtiyaçlarını karşılamasına muhtaçtır. Birçok erkeğin kadınlara karşı düşmanca duygular beslemesinin bir nedeni de, kendi duygularını, muhtaçlıklarını ve diğer kabul edilemez özelliklerini kadınlara yansıtmış olmalarıdır.
Bir erkeğe kendi Ay burcuna dair açıklamaları okuduğunuzda, muhtemelen karşı çıkacak ve öyle olmadığında, aslında ilişkisi olan kadınların bu özellikleri taşıdığında ısrar edecektir. Erkeklerin Ay burçları, onların kişisel olarak hayatlarındaki kadınları nasıl gördüklerini ve kadınlardan ne beklediklerini ortaya koyar. Dolayısıyla, genelde bu beklentilerine uyan kadınlara ilgi duyarlar. İlişkilerle ilgili bölümde, her Ay burcu erkeği ile kadınının birbirlerinden hangi noktalarda farklı oldukları anlatılmıştır. Bir erkekle iyi geçinmenin anahtarı kendisiyle annesi arasında geçmişte neler olduğunu, yani Ay burcunun bize anlattığı şeyleri, anlamaktır. Bir erkek, annesi vefat etmiş veya üç bin mil uzakta yaşıyor olsa dahi, karşısına çıkan tüm kadınları annesine benzetmek için elinden geleni yapacak ve bu kadınlardan hiçbiri annesine benzemiyor olsa bile, çocukluk evresinde maruz kaldığı deneyimler ve koşullanma doğrultusunda hepsinin amacının aynı olduğu şeklinde bir algıya sahip olacaktır.
Bir erkeğin Ay’ı, onun kendi duygularıyla ve güvenlik ihtiyaçlarıyla nasıl baş ettiğini gösterir; en azından onların farkına varana ve yaşamına entegre etmeyi deneyene kadar. Bir erkeğin Ay’ı bir kadınınkinden çok daha fazla bastırılmış ve anlaşılması güç olduğu için, onu daha iyi hissettirmek için ne yapılması gerektiğini bilmek çok daha zordur; hele de duyguları harekete geçtiğinde kavga etmeye programlanmışsa. Erkeklerle baş etmek, onların duygularını okuyabilirseniz ve Ay burçlarının yol gösterici olabileceğinin farkında olursanız, çok daha az sinir bozucu olabilir. Duygusal çıkışların, hepsi doğada da oldukça geçerli olan, çeşitli formları olduğunu anlamak önemlidir. Tüm duygusal ifadelerin sözlü olması ve bir erkeğin açıkça belirttiği şekilde yorumlanması gerektiği konusunda ısrarcı olmamalıyız; aslında yaptığı sadece mantık çerçevesinde bir nevi değerlendirme yapmak – ki bu bir erkek için hissetmekten çok daha güvenli bir yoldur – olabilir. Örneğin; müzik dinlemek Ay’ı Balıkta, çalışmak Ay’ı Başakta, seks ise Ay’ı Akrepte olan bir erkek için duygusal bir çıkış yolu olabilir.
Özetleyecek olursak; Ay erkekler için de en az kadınlar için olduğu kadar önemlidir. Zira, hem erkekler hem de kadınlar duygularını ifade ve entegre etmeye, beslenmeye ve beslemeye, güvenli ve emin hissetmeye eşit derecede ihtiyaç duyarlar. Bu temel unsurları erkeklerin kadınlardan daha farklı ele almasının nedeni daha ziyade, erkeklerin ve kadınların nasıl davranması ve birbirleriyle nasıl ilişki kurmaları gerektiğini dikte eden eski kültürel programlamalardır.
Farkındalık değişim için değerli bir araçtır. Daha yüksek farkındalık ve gayret ile umuyoruz ki; geleceğin hem erkekleri hem de kadınları tabiatlarındaki Ay ve Güneş özelliklerini birbirlerini daha çok tamamlayacak şekilde bütünselleştirebilecekler.
Tracy Marks, The Astrology of Self Discovery
Çeviren: Çiğdem Branco Nunes