Tüm Neptün açıları, sınırların zayıflığını gösterir. Neptün enerjisi tüm yapıyı çözer ve ayrım yapmayı oldukça zorlaştırır. Neptün, elbette fantezi, sihir, yanılsama, kaçış ve hayal kırıklığı ile ilişkilidir. “Sınırlar”, defalarca kullandığım bir terim ve şimdi onu tanımlama zamanı. Sınırlar, alanı tanımlayan gerçek veya mecazi çizgilerdir. Her birimizin belirli bir kişisel alana ihtiyacımız var. İyi bir sınır duygusuna sahip olduğumuzda, alanımız hakkında sağlıklı bir farkındalığa sahip oluruz. Farklı ilişkilerde ortaklarımızla farklı miktarlarda kişisel alanımızı paylaşırız. Fiziksel bedenlerimiz, duygusal bedenlerimiz ve ruhsal bedenlerimiz arasında bağlantılar yaratırız.
Her birimiz kişisel alanımızın ve bu alan ve enerjiyi başkalarıyla nasıl paylaştığımızın farkında olmamız önemlidir. Kaçınılmaz olarak, sınır ihlalleri yaşayacağız – başka birinin alanına gireceğiz. Çoğu zaman, başkaları onların sınırı aştığımızın farkına varacak ve biz sadece geri adım atacağız. Bazen çizgiyi geçtiğimizi fark etmemiş olabiliriz, ancak artık bu çizginin farkına vardığımıza göre, kendimizi kontrol altına alabiliriz. Tüm ilişkilerimizde sürekli olarak sınırlarımızı müzakere ediyoruz: Başkalarıyla ne kadar güçlü bir duygusal bağ kurmak istediğimizi ayarlıyoruz. Kişisel ve özel hayatımızın ne kadarını paylaşmak istediğimizi seçiyoruz. Ve elbette, sadece seçtiğimiz birkaç kişinin bizimle fiziksel olarak yakınlaşmasına izin veriyoruz.
Genel olarak “sorunlu sınırlar” dan bahsettiğimde, enerjisel sınırlardan bahsediyorum. Sorunlu sınırlarımız varsa, kendi alanımızı aştığımızın ve başka birinin alanını istila ettiğimizin farkında olmayabiliriz. Kendi sınırlarımızı belirlemekte de zorlanabiliriz. Başkalarının sınırlarımızı ne zaman aştığını ve alanımızı işgal ettiğini bilinçli olarak bilmeyebiliriz. Elbette, sorunlu sınırlar birçok düzeyde işler. Sınırlar, tamamen üçüncü boyuttaki insan deneyimimizin bir ürünüdür. Gerçek şu ki, hepimiz gezegendeki tüm insanlara ve yaratılan her şeye bağlıyız. Biz her şeyin parçasıyız; tüm ayrılıklar ve tüm sınırlar yanılsamadır. Bununla birlikte, egolarımızın sınırlara ihtiyacı vardır ve sınırlarımız, bireysellik duygumuzu nasıl tanımladığımız ve sürdürdüğümüzdür. İlişkiler, bağlantılar kurmakla ilgilidir, ancak aynı zamanda bir kişinin nerede bittiğine ve diğer kişinin nerede başladığına dair net bir farkındalık sağlamakla ilgilidir.
Ay-Neptün Açıları
Ay-Neptün açıları, zayıf enerji ve duygusal sınırlarla ilgilidir. Bu zayıf enerjisel sınırlar nedeniyle, Ay-Neptün açılarına sahip kişiler, bunu bilinçli olarak fark etmeyebilirler, ancak genellikle aşırı derecede hassastırlar. Ay-Neptün açıları, genellikle duygusal ve zihinsel enerjinin artan duyarlılığı anlamına gelen “psişik” yeteneklerle ilişkilidir. Ay-Neptün açılarına sahip bireylerin de alerjileri olması muhtemeldir, çünkü alerjiler, toksinleri ve tahriş edici maddeleri vücudumuzdan uzak tutamamaktan kaynaklanır ve bu durum sonuçta zayıf sınırların bir sonucudur. En aşırı durumlarda, tekrarlanan sınır ihlalleri, vücudun her zaman saldırı altında olduğunu algılaması ve bağışıklık sisteminin vücuttaki sağlıklı, doğal hücreler de dahil olmak üzere her şeyle savaşmaya başladığı ciddi, kronik oto-bağışıklık bozukluklarına neden olabilir. Ay-Neptün açıları neredeyse her zaman “Güvenli olan, güvende hissetmiyor” modeliyle ilişkilidir. Sağlıklı sınırlar genellikle Ay-Neptün açılarına sahip bireylere yabancıdır ve bu nedenle kendilerini tehdit edici hissederler.
Venüs-Neptün Açıları
Venüs-Neptün açıları öncelikle romantik ilişkiler bağlamında ortaya çıkar. Genel tema, fantezi ve gerçeklik arasındaki farkla ilgilidir. Partnerlerimizden fantezilerimize uygun yaşamalarını bekleriz ve ideallerimizden mahrum kaldıklarında, hayal kırıklığına uğramış hissederiz. Venüs-Neptün açıları, “Sonsuza Kadar Mutluluk” u arar. Aslında hayalini kurduğumuz türden romantik bir ilişki yaratma ve deneyimleme konusunda mükemmel bir yeteneğe sahibiz, ancak bu sürekli bir yaratma sürecidir.. Venüs-Neptün açılarında, yalnızca “sert” açılar belirli zorluklar yaratır. Venüs ve Neptün uyumlu açılarına sahip olan bireyler aslında “Umutsuz Romantikler” olabilirler, ancak çoğunlukla bu enerjiden keyif alırlar. Yalnız olduklarında ve partnerlerini özlediklerinde bu arzularını rüyalarında sürdürürler ve yarının getirecekleri konusunda iyimser kalırlar.
Kevin Burk, The Astrology of Human Relationship
Çeviren: Gülden Bulut