Neptün: Ruhsal ve Psişik Travmalar

Neptün birinci evde veya Koç burcunda: Özel bir şeye sahip olma duygusu yaratan öz-potansiyelle ilgili idealist beklentiler. Benliğin farkındalığı ve deneyimlenmesiyle, evren, Tanrı veya benzeri bir olguya kıyasla bilinçsizce küçük hissedilir. Bu farkındalık, benlikle ilgili idealist beklentilerin gerçekleştirilmesinin imkansızmış gibi görünmesini sağlar. Benliğin içindeki hayal kırıklığı bütüne yani evrensel olana karşı bir hayal kırıklığı yaratır. Travma, kimlik karmaşası ve içgüdüsel olarak algılanan şeyin mümkün olduğunca nasıl gerçekleştirileceği veya gerçeğe dönüştürüleceğidir. Neptün yükselenden geçiş yaptığında, Birinci evin yöneticisine, veya Mars’a, veya natal haritada konumlanmış 1. evdeki gezegenlere gergin durumlar oluşturduğunda; bunun gibi sorunlar ve travmalar yaratabilir.

Neptün ikinci Evde veya Boğa burcunda: Yaşamın kendisini oluşturan, paylaşma, değiş tokuş etme ve vermeyle ilgili idealist beklentiler. Bu, sırtındaki gömleği size verecek olan kişinin örneğidir. Bu nedenle, birey kendisini oluşturan şeyle benmerkezci özdeşleşme anlamında hiçbir şeye sahip değildir. Doğal değerlerin ve inançların kaybından kaynaklanan hayal kırıklığı, bireyden yararlanan başkaları aracılığıyla oluşur. Hayal kırıklığına uğramış kişi bilinçsizce istifleme ve alıkoyma tepkileri gösterebilir çünkü kişinin psikolojisi, herkes tarafından, herşeye sahip olduğu hissiyatına yöneliktir. Her düzeydeki irrasyonel yoksunluk korkusu bundan kaynaklanır. Psişik veya ruhsal travma, Tanrı’nın veren, seven bir Tanrı değil, intikam alan, zalim bir Tanrı olduğu yönelimindedir. O kötüdür. Neptün 2. evden geçerken, 2. evin dispozitörüne yönelik gergin açılar oluştururken, yada Venüse, ya da natal haritada 2. eve düşen gezegenlere değerken bu sorunları ve travmaları üretebilir.

Neptün üçüncü evde yada İkizler burcunda: Mantıklı, rasyonel zihin tarafından algılanan veya bilinenden çok daha büyük bir gerçekliğin olduğuna dair içsel bir bilgiyle, ve başkalarının da bunu anlaması ve bilmesi gerektiğine dair bağlantılı idealist bir beklenti. Çevrelerindeki çoğu insan tarafından konuşulan sınırlı bir dil deneyimi, esasen iletilemez olanı iletme çabalarını boşa çıkarır. Sanki bu kişiler, başka kimsenin duyamayacağı bir radyo istasyonuna ayarlanmış gibidir.

Başka hiç kimsenin anlamadığı şekilde ve şeyler hakkında iletişim kurma çabalarından hayal kırıklığına uğrayan kişiler ruhsal veya psişik bir travma geliştirebilir veya bu insanlar, dünyadan tamamen soyutlanma noktasına içsel olarak geri çekilmek için, iletişim kurma konusundaki tüm çabalarından vazgeçebilirler. Neptün üçüncü evden geçerken, 3. evin dispozitörüne veya Merkür’e veya natal haritada 3. eve düşen gezegenlere değerken bu sorunları ve travmaları üretebilir.

 Neptün dördüncü ev veya Yengeç’te: Buradaki idealistik beklenti, dünya, evren, varoluş, köken, ev, ve , saflığın evrensel bir rahminden başka bir şey olmayan aile, sadelik, aşk, ve herkes için ve herkes aracılığıyla beslemek, olarak açığa çıkar. Bu beklenti, herkes için doğal bir duygusal empati, herkesin ortak acısıyla bağlantılı bir şefkat üretir. Bu kişilerde hayal kırıklığı ve ruhsal travma kendi içlerinde ve başkalarında var olan, ihlal edilen, istismar edilen, yok edilen ve kirlenen doğal bir masumiyetin deneyimlenmesi ve algılanması yoluyla oluşur. Bu deneyim, başkalarının saf olmadığının, kötü niyetin başkalarının içinde varolduğunun, dünyanın iyi olmadığının ve ruhun bozulabileceğinin vb, çirkin bir kavrayış farkındalığına dayanır. Masumiyet imgesi olan doğal çocuk kaybolur, kafası karışır ve saf olmayan bu dünyaya yabancılaşır. Tanrısız bir dünyanın varoluşsal boşluğu şimdi ruhları avlamaktadır. Neptün dördüncü evden geçerken, dördüncü evin dispozitörüne yada Ay’a, yada natal haritada 4. eve düşen gezegenlere değerken bu gibi sorunlar ve travmalar oluşur.

Neptün beşinci ev veya Aslan’da: Yaratıcılığın, ebedi baharı ve dinamiğinin sınırsız ve limitsiz olduğunun, bu ilke ve dinamiğin kişinin emrinde olduğunun, ve yaratılışın mükemmel ve güzel olması gerektiğine dair idealistik beklenti. Buradaki hayal kırıklığı ve ruhsal travma, kişinin Tanrı olmadığını, egonun kendi başına yaratamayacağını anladığında ortaya çıkar. Bu farkındalık, yaratıcılığın görünen kuyusu(kaynağı) kuruduğunda, engellenmiş göründüğünde, bu bireylerin başkaları tarafından idealist ve bilinçsizce bekledikleri şekilde özel ve tanrısal olarak kabul edilmediklerinde gerçekleşir. Travma, yaratılan şeyin, nihai veya idealist olarak mümkün olduğunca algılananla karşılaştırıldığında önemsiz göründüğünde başkalarının başardığı veya yarattığı şeyler, bu bireylerin kendileri için yarattıklarından daha muhteşem ve büyük göründüğünde ve diğerleri kabul edildiğinde veya olduklarından daha özel muamele gördüğünde meydana gelir. Neptün beşinci evden geçerken, beşinci evin dispozitörüne yada Güneşe, yada natal haritada 5. eve düşen gezegenlere değdiğinde bu gibi sorunları ve travmaları yaratmaya yönelik gerginlikler oluşturur.

Neptün altıncı evde veya Başak Burcunda: Buradaki idealist beklenti her şeyde kolektif ve bireysel saflık ve mükemmellik, doğru eylemin gerçekleştirilmesidir. Bu beklentiler, bazı nihai davranış standartlarına göre değerlendirilir. Bu insanlar için saflık ve mükemmellik, bilinçsizce kendini feda etme arzusuyla, egoyla, başkalarına, diğerlerine, yada bütüne hizmet ilkesiyle bağlantılıdır. Bu insanlar, ceza verilmesi gerekildiğini düşündüren bilinçsiz, tanımlanmamış bir suçluluk taşırlar. Bu, kişisel krizlerin oluşmasına ve mazoşist tutumlara, bilinçdışı tarafından tanımlanan, saf olmayan, kirlilik hissine sürükler. Bu psişik veya ruhsal travma, açıklanamayan, tedavi edilemeyen veya uygun şekilde teşhis edilemeyen fiziksel hastalıklar da yaratır. Travma, arınmak için her türlü çabaya rağmen acılarının neden devam ettiğini anlayamama, kişilerin kendilerini kurban ederek cezalandırmaları nedeniyle oluşur. Neptün altıncı evden geçerken, altıncı evin dispozitörüne yada Merkür’e, yada natal haritada 6. eve düşen gezegenlere zorlu açı yaparken bu gibi sorunları ve travmaları yaratır.

Neptün yedinci evde yada Terazi burcunda: Özellikle yakın ilişkilerde tüm insanların özünde saf ve genel olarak iyi olduğununun idealistik beklentisi. Mazoşistce özveri yoluyla insanları kurtarmak veya kollamak için bilinçsiz bir arzu, ilişki içerisinde bulunan partnerlerin acılarını iyileştirme arzusu ve kendi acılarının, yaralarının başkaları, özellikle partnerler tarafından iyileştirilmesi beklentisi. Bu bireyler, özellikle de partnerlerinin olmak üzere bütün insanların içindeki potansiyeli ve ruhu “görür”, ve bu potansiyelin gerçekleştirilmesini beklerler. Bir başkasının ruhuyla iç içe geçmek yoluyla özdeşlik sağlayarak ve diğerlerinin asıl gerçeklikleriyle yüzleşerek veya inanmak istedikleriyle çelişkili görünen farkındalıklar yaşayarak hayal kırıklığına uğrarlar. Bu bireyler kendilerini tamamen başkasına verdiklerini ve karşılanmayan acı ve ihtiyaçlardan başka gösterecek hiçbir şeyleri olmadığını fark ettiklerinde hayal kırıklığı ve travma meydana gelebilir. Ayrıca bu bireyler idealist olarak verme ve alma dinamiklerini eşitlik sağlanacak koşullarda, ve tüm insan etkileşimlerinde ve özellikle kendileri ve yakınları arasında adaletli ve dürüst olunmasını beklerler. Bu beklentiler karşılanmadığında, yaşam deneyimi onlara bu ideallerin nadiren gerçekleştiğini öğrettiğinde, muazzam bir hayal kırıklığı ve travma meydana gelebilir. Neptün yedinci evden geçerken, yedinci evin dispozitörüne yada Venüs’e, yada natal haritada 7. eve düşen gezegenler bu gibi sorunları ve travmaları yaratabilir.

Neptün sekizinci evde yada Akrep burcunda: Bu Neptün’ün en problemli pozisyonlarından biri olabilir, bu insanlar bilinçsizce bir korku imgesi, yansıtabilir, ya da genel olarak, bunu umutsuzca istemelerine rağmen, diğer insanlara yönelik içlerinde bir tepki ortaya çıkabilir. İnsanlara yansıtılan, kendi içlerindeki safsızlığın bir yansıması olan inanılmaz derecede yoğun bir şüphe vardır. Bu kirlilik dışarıya, başkalarını kendi amaçları doğrultusunda manipüle etme, kullanma ve yok etmenin bir çeşit yansıtılışıdır. Bu tür davranışlar görüldüğünde, bu kişiler mutlak bir inkara sürüklenirler. Böyle bir içsel inkar, varoluşlarını başkalarına yansıtarak, kendilerini bilinçsizce imgeledikleri ideali kapsayan beklentilerini başkalarında görmek, aramak yoluyla gerçekleştirilir. Psişik veya ruhsal travma, kendileri için yarattıkları kutsal maske parçalandığında meydana gelir, varolan gerçekliğin kabusunda, başkalarına yansıttıklarının aslında kendilerinin bir yansıması olduğunu anlama yoluyla gerçekleşir. İyi ve kötü, mazoşist ve sadist davranış arasındaki mücadele en çok Neptün 8. evdeyken veya Akrepteyken vurgulanır. Ek olarak, bu bireyler, cinsel ifadenin “tabu” biçimlerine, hükmedilme veya hükmetme ihtiyacına, egonun doğal cinsel hissiyatlar yoluyla çözülme arzusuna ve aynı zamanda kendilerini ve başkalarını hiçe sayma dinamiğine bilinçsiz bir hayranlık duyabilirler. Bazıları, inkar yoluyla, hiç cinsel arzuları olmadığını ya da seksin kötülüğün bir işlevi olduğunu bile iddia edeceklerdir. Diğerleri, yalnızca gerçekte nereden geldiklerini gizleyen yüksek fikirli niyetleri yansıtan süslü veya harika kelimelerden oluşan bir bilinç yapısı geliştirebilir. Çok az kişi kullanılan cinsel enerjinin metamorfik ve insan aklını aşan doğasını anlayacak ve deneyimleyecektir. Sekizinci eve transit yapan Neptün, sekizinci evin dispozitörüne, Pluto yada Marsa, yada natal haritada 8. eve düşen gezegenlere gergin açı yaptığında bu gibi sorunlar ve travmalar ortaya çıkartabilir.

Neptün dokuzuncu evde yada Yay burcunda: Bu bireylerin genel olarak dünyayı görme biçimleri, ve bazı dinamiklerin doğası hakkında sahip oldukları belirli görüşler ne olursa olsun, onların veya bir başkasının hayatında meydana gelen deneyimin başkaları tarafından anlaşılır ve paylaşılır olmasına yönelik idealistik bir beklenti yaratılır. Sanki onların “gerçeği” herkes için genel gerçek olmalıdır. Hayal kırıklığı ve travma, gerçeklerinin veya vizyonlarının, birçok baska vizyondan yalnızca biri olduğunu görmeye zorlandıklarında ortaya çıkar. Ek olarak, bu bireylerin birçoğunda temel bir yetersizlik duygusu vardır ve bu kirlilik hissiyatını telafi etme, üzerini örtme ihtiyacı doğurabilirler. Bu açık kapatma duyguları onlarda inanılmaz yalancılar olmaya itebilir ve yalanlarının temeli, aslında içlerinde oldukları kişiye nazaran onları ulu, kutsal, samimi ve olduklarından daha “büyük” gösteren bir illüzyon yaratmaya yöneliktir. Bu yalanlar sinsi ve dürüst olmayan bir amaç için başkalarını manipüle etme yoluyla olabilir. Hayal kırıklığı ve travma yalanları açığa çıktığında, gerçekte oldukları kişi ve yaşadıkları gerçeklik ortaya çıktığında, yüzleştiklerinde oluşur. Bazılarında tüm insanların esasen dürüst olmaları gerektiği ile ilgili idealistik bir beklenti vardır. Bunun nedeni bu tipteki insanların soylu bir dinamik yapıya sahip olmasıdır. Bazıları, varlıklarının doğasında, yaptıkları herşeyde sarsılmaz bir dürüstlükle özlerini ortaya koyarlar. Hayal kırıklığı ve travma başkaları aracılığıyla sahtekârlığın acısını yaşadıklarında, ilkesiz bir dünyanın kurbanı olduklarında meydana gelir. Neptün dokuzuncu evden geçerken, dokuzuncu evin dispozitörüne veya Jüpiter’e veya Natal haritada 9. eve düşen gezegenlere gergin açı yaptığında bu sorunları ve travmaları üretebilir.

Neptün 10 evde veya Oğlak burcunda: Aile yapılarının doğası, toplumsal yapılar ve dünyanın kendi yapısı hakkında idealist beklentiler ortaya çıkartır. Bu beklentilerin özü, diğerlerine; daha büyük bir iyilik için kendini, egoyu feda etme ilkesine dayanır. Fedakarlık ilkesinin pek çok biçimi, pek çok uygulaması olabilir. Büyük yada küçük; herhangi bir aktivitede saflığın ve doğru eylemin tanımlaması ve hakim olması gerektiği konusunda bilinçsiz bir beklenti vardır. Bu bireyler tipik olarak yanlış bir şey yaptıklarını ya da kendilerinde yanlış bir şeyler olduğu gibi, bilinçsiz ve huzursuz bir suçluluk duygusuyla tanımlanır. Bu nedenle, bu suçu düzeltmeye veya telafi etmeye ihtiyaçları vardır. Sonuç olarak bu, bilinçdışı saflık ve doğru eylem ideallerinin, öteki için benmerkezci özverinin ihlal edildiği yaşam deneyimleri üretebilir: Örneğin; istismarcı baba, duygusal olarak ulaşılmaz ebeveyn, narsist karı veya koca, bu insanlara canı gönülden bağlanan ve sunulanı kötüye kullananlar vs. Zamanla bu tür deneyimler, şiddetli depresyon nöbetleri yaratabilecek korkunç, depresif bir hayal kırıklığı ve travma yaratabilir. Bu travma, bu insanların, hayatın kendisi tarafından sürekli olarak yenilgiye uğratılmanın sarsıcı duygularını atmak için mücadele ettikleri bir hayata yol açabilir. Buna ek olarak, “gerçek” olarak kabul edilen şeyin “gerçek dışı” hale geldiği deneyim yoluyla hayal kırıklığı ve travma meydana gelebilir. Umutsuzlukd öngüleri, karanlık, dipsiz bir kuyu tarafından tüketilme duygusuyla savaşma döngüleri, bub ireylerin iç dünyalarını tanımlar. Sonuç olarak, bu bireyler kontrolü kaybetme konusunda temel bir korku geliştirerek, buna rağmen bunu yapmaya özlem duyarlar. Paradoksal olarak, bu insanların çoğu, iç dünyaları nedeniyle başkalarına kurtuluş ışığının fenerleri gibi görünürler. Bunun nedeni, bu insanların içsel acılarını o kadar iyi bilmeleridir ki, o yüzden başkalarının acılarını iyileştirmeye motive etmeye hizmet ederler. Oğlak burcundaki Neptün veya onuncu ev, egonun çarmıha gerilmesinin nihai sembolüdür. Neptün Oğlak burcundan geçerken İsa’nın çarmıha gerildiğini düşünün. Neptün onuncu evden geçerken, onuncu evin dispozitörüne veya Satürn’e veya Natal haritada onuncu eve düşen gezegenlere gergin açılar sorunları ve travmaları üretebilir.

Neptün onbirinci evde yada Kova burcunda: Tüm insanlara her yerde eşit ve adaletli davranılması gerektiğine dair idealist beklentiler yaratır. Tüm yapay kast, ırk, zengin ve fakir olmaması ve tüm sosyal, ekonomik ve politik sistemlerin herkes için eşitlikç işekillerde tanımlanması gerektiği beklentisi vardır. Bu insanların idealist beklentileri ve bir grup içindeki her bir üyenin tüm grubun refahına katkıda bulunan önemli ve eşit bir işlevi olduğuna dair bir vizyonu vardır. Buna ek olarak, bu bireyler içsel anlamda, insanların grup etkinliklerine, grubun birey için neler yapabileceğine karşı, her bir kişinin grubun amaçlarına nasıl katkıda bulunabileceği ruhuyla yaklaşmasını bekler. Hayal kırıklığı ve travma, tüm bu beklentiler gerçeklik tarafından ezildiğinde ortaya çıkar; bu insanlar deneyim yoluyla çoğu insanın kendi gibi yaşamadığını veya düşünmediğini fark ederler. Travma ve hayal kırıklığı, bir grubun başka bir gruba hükmettiğini ve onlardan faydalandığını deneyimlediklerinde, insanların diğer insanlara yönelmesinin korkunç toplu acısını yaşadıklarında, bu kadar çok insanın farkındalığı burunlarının ucuyla sınırlı göründüğünde ortaya çıkar. Bu travma böylece tüm dış gerçeklikten tam bir kopuş yaratabilir. Bu onların hayat denen mücadeleden soyutlandıkları aşırı yalnızlık alanları yaratabilir. Eksantrik bu insanlar diğer insanların etrafında genel bir huzursuzlukyaşayabilir ve diğerleri de etraflarında belirsiz bir huzursuzluk hissedebilirler. Çoğu insana çok”farklı” görünürler ve çoğu insan onlara çok farklı görünür.  Neptün onbirinci Evden geçerken, onbirinci evin dispozitörüne veya Uranüs’e veya Natal haritada onbirinci eve düşen gezegenlere gergin açı yaparken bu sorunları ve travmaları üretebilir.

Neptün 12. Evde veya Balık burcunda: Bu arketip, birleştirilen tüm astrolojik arketiplerin toplamını sembolize eder. Bu nedenle, Neptün ile ilgili bu bölümde tanımlanan hayal kırıklığı ve travma ile ilgili sorunlar, bu bireyler için açıklanan tüm şekillerde ortaya çıkabilir

Kategoriler

Astroloji Dergisi 

Son Makaleler

Youtube Kanalımız

Benzer Makaleler

Menü