Çakralar, omurga tabanından başın tepesine uzanan hat üzerinde yer alan yedi ana enerji merkezidir. İlk kez Hindu yogiler tarafından binlerce yıl önce insan bilincini anlamak üzere betimlenmiş olan çakra modeli geçen zamana ve kültürel değişimlere rağmen günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Çakra, “teker” kelimesinin Sanskritçe karşılığıdır ve bu yedi çakradan her birinin, süptil yaşam enerjisinde girdap etkisi yaratan döner bir teker olduğu kabul edilir. Evrensel yaşam enerjisi çakralar tarafından alınır, dönüştürülür ve akabinde her bir çakra ile ilişkilendirilmiş olan çeşitli insani etkinlik seviyelerine göre dağıtılır.
Çakralar iki ana kategoriye ayrılır: kişisel veya alt çakralar (1-3) ve evrensel veya üst çakralar (4-7). Alt çakraları dengelemeye, sonrasında da kişinin bilincini üst, evrensel çakraların saf enerji seviyesine çıkarmaya yönelik birçok yoga ve meditasyon uygulaması bulunur. Çakralar ve her birinin ilişkilendirildiği temel olgular şu şekildedir: Omurganın tabanında yer alan Birinci Çakra – hayatta kalma ve güvenlik. Kasık kemiğinin (pubis) hemen üstünde yer alan İkinci Çakra – zevk ve cinsellik. Karın bölgesinde (solar pleksus) yer alan Üçüncü Çakra – kişisel güç. Kalp bölgesinde yer alan Dördüncü Çakra – aşk. Boğazda yer alan Beşinci Çakra – yaratıcı ifade. Alındaki üçüncü göz olan Altıncı Çakra – sezgi ve ilham. Başın tepesinde yer alan Yedinci Çakra – ilahi farkındalık.
Astroloji ve çakralar, insan deneyimini anlamaya yönelik en derin ve köklü modellerden ikisidir. Hal böyleyken araştırmacıların bu iki sistem arasında bağıntı kurmaya çalışması gayet doğaldır ve bu doğrultuda hayli çaba sarf edilmiştir. Ancak çakra sayısının (7), gezegen (on) veya burç (on iki) sayısına denk olmaması, direkt bağıntı kurulmasını güçleştirmektedir.
C.W. Leadbeater, klasikleşmiş Çakralar kitabında, gezegen-çakra eşleştirmesi yaparken on yedinci yüzyıl Alman mistik Gichtel’in sisteminden feyzalmıştır. Yedi çakraya karşılık sadece yedi görünür gezegenin kullanılmasını doğal görür. Gichtel’in Leadbeater tarafından da kullanılan eşleştirme sistemi şu şekildedir: Birinci Çakra – Ay; İkinci – Merkür; Üçüncü – Venüs; Dördüncü – Güneş; Beşinci – Mars; Altıncı – Jüpiter ve Yedinci – Satürn. Bu sistem, her ne kadar sayısal anlamda derli toplu görünse de, yetersiz kalmaktadır. Örneğin, zevk gezegeni Venüs gücü temsil eden Üçüncü Çakraya karşılık gelmekte; daha da abesi, kısıtlamalarla ilişkili gezegen Satürn de kısıtlamanın ötesinde ilahi olanla ahengi temsil eden yedinci çakrayla eşleştirilmiştir.
“Uyandıran Rüya” kitabının yazarı Ray Grasse ise, çakraların her birine birden fazla gezegenin ve burcun karşılık geldiği, detaylı ve kapsamlı bir model sunmuştur. Kendisinin eşleştirme sistemi şu şekildedir: Birinci Çakra – Satürn ile burçları Oğlak ve Kova; İkinci Çakra – Jüpiter, Yay ve Balık; Üçüncü Çakra – Mars, Koç ve Akrep; Dördüncü Çakra – Venüs, Boğa ve Terazi; Beşinci Çakra – Merkür, İkizler ve Başak; Altıncı Çakra – Ay, Güneş, Yengeç ve Aslan ile ilişkilendirilirken; Yedinci Çakra – diğer adıyla taç çakra, kişiselliğin ötesinde tutulmuş, hiçbir gezegen veya burçla ilişkilendirilmemiştir. Grasse’nin modeli kapsamı itibariyle etkileyici olsa da, yine çelişki yaratan bir takım eşleştirmeler içermektedir. Gezegen modelinde, Güneş, Ay, Merkür, Venüs ve Mars kişisel gezegenler; Jüpiter ve Satürn de toplumsal gezegenler olarak nitelendirilir. Oysaki Grasse toplumsal gezegenleri kişisel çakralarla, kişisel gezegenleri de kişi ötesi çakralarla ilişkilendirmektedir. Ayrıca, hem Grasse’nin hem de Leadbeater’in Uranüs, Neptün ve Plüton dibi dış gezegenleri göz ardı etmiş olmaları pek de anlaşılır bir durum değildir.
“Yeni Başlayanlar İçin Çakralar” kitabının yazarı David Pond, alternatif bir anlayış sunar. Gezegenler yatay bir düzlemde dışa doğru genişleyen, tek merkezli bilinç katmanlarını temsil ederler. Çakralar ise dikey bir düzlemde gösterilen bilinç katmanlarını. Dikey bir düzlem, bire bir eşleştirme modelinin kullanışsızlığı ve yetersizliği yerine, her gezegenin her bir çakra bilinç seviyesindeki etkisini anlama imkânı sunar.
Örneğin, Merkür’ü ele alalım. Bu gezegen zihnin nasıl çalıştığı – nasıl düşündüğümüz, bilgiyi nasıl topladığımız, faydalı hale getirdiğimiz ve başkalarıyla nasıl iletişim kurduğumuz – ile ilgilidir. Merkür, birinci çakra seviyesinde güvenliğe dair düşüncelerde kaybolacak; ikinci çakra seviyesinde zevk alma arzusu ve geçmiş zevklere dair hatıralar üzerinde duracak; üçüncü çakra seviyesinde mevcut hedeflerine ve başarı mücadelelerine yoğunlaşacak; dördüncü çakra seviyesinde kendiyle ilgili kaygılarını bir kenara bırakıp sevgiye odaklanacak; beşinci çakra seviyesinde evrensel akılla uyumlanacak ve içgörü kazanacak; altıncı çakra seviyesinde dinginleşecek ve hayatı bilincin tanıklığında gözlemleyecek; yedinci çakra seviyesinde ise, kendini tamamen Tanrıyı gerçekleştirmeye adamış ve ebedi, spiritüel hakikatlerin farkında bir hale gelecektir.
Kaynaklar:
Ray Grasse, The Waking Dream
C.W. Leadbeater, The Chakras
David Pondi, Chakras for the Beginner
Çeviren: Çiğdem Branco Nunes