Yeni Ay fazında Ay görünmez. Bu faz, yeni bir başlangıçlar yapabileceğimiz zamana işaret eder. Ay döngüsü ilerledikçe ve değiştikçe öğrenir ve büyürüz. Döngünün ikinci yarısında, yani Dolunay’dan sonra ektiklerimizi toplayabilir, yaptıklarımız üzerine düşünebilir ve sonunda başlangıçta tasarladığımız sona erişebiliriz.
İlerletilmiş (Progres) Güneş ve Ay otuz yılda bir aynı dansı yapar, zamanlaması tamamen kişisel doğum haritasına bağlıdır.[1] İlerletilmiş Ay (yılda yaklaşık 13 derece hareket ederek) ilerletilmiş Güneş’e (yılda 1 derece seyahat eden) katıldığında, bireysel olarak, üç buçuk yıllık bir süre için ilerletilmiş bir Yeni Ay yaşarız. Son Dördün veya Balsamik evresinde doğan insanlar için, Yeni Ay fazı hayatın çok erken döneminde yaşanabilir; Öte yandan Yeni Ay veya Hilal evresinde doğanlar yirmili yaşların sonlarına doğru bu fazı yaşayabilirler. İlerletilmiş lunasyon döngüsü hayatlarımızı yavaş ama derinden anlamlı bir ritmi sokar. Bu nedenle, şu anda bulunduğunuz ilerletilmiş Ay fazına dikkat etmek önemlidir, böylece kendimizi bu ritme göre ayarlayabiliriz.
Bu makale hakkında
Bu makaleyi okurken okuyucu, gözlemlerimin birçoğunun benden önce bu konuda yazanlardan çok farklı olmamasına rağmen, evreleri evlere veya burçlara bağlasam da farklı bir çerçeve kullandığımı fark edecektir [2]. Çoğu astrolog, kavuşumun (ve dolayısıyla Yeni Ay’ın) 0 ° Koç’a eşit olduğunu varsayar ve diğer tüm açılarından Ay evrelerini türetir (yani İlk Dördün Yengeç gibidir, uzaklaşan 150’lik Başak gibi) Kavuşuma kesinlikle inanıyorum ama döngünün başlangıcı dördüncü evin başlangıcı olan IC ile bağlantılandırılmalıdır. Koç ve Yükselen burç, baharın başlangıcını (Kuzey Yarımküre’de), geçmişten koparak verilmiş radikal bir molayı ve elbette doğum anını temsil eder. Ancak, ne kadar önemli bir başlangıç olursa olsun, doğum, gebe kalınan hayatın devamıdır. Aynı şekilde, gece yarısı eski günün öldüğü ve yeni günün doğduğu zamandır. IC genellikle yaşamın sonunu temsil eder; bir döngüde bunun yeni yaşamın da başlangıcı olduğu sonucuna varmak mantıklıdır. Bu nedenle, ‘kavuşum = 0 ° Koç’ teorisinin gözden geçirilmesi gerektiğine ikna oldum. Eğer sonuçlarım diğer yazarlarla çok fazla çelişiyor gibi görünmüyorsa, bence çok azı bu teoriyi tutarlı bir şekilde uygulamıştır. Birçoğu bunun yerine kendi gözlemlerine ve deneyimlerine güveniyor, ben de aynısını yapacağım, çünkü ay evrelerinin anlamının tamamen evlerin geleneksel yorumlarına indirgenebileceğini düşünmüyorum. Ancak, döngünün başlangıcını IC’ye bağlamanın Ay döngüsüne yeni bir ışık tutacağına inanıyorum ve bu makalede bunu araştırmayı umuyorum.
İlerletilmiş Yeni Ay (Güneş ve Ay arasında uzaklaşan açı 0°-44°)
İlerletilmiş Güneş-Ay kavuşumu, döngünün hem başlangıcını hem de sonunu işaret ettiği için bu faz hayatımızın en önemli zamanlarından biridir.
Yeni Ay fazıyla, bir şeyin sonunda bittiğine dair bir his ile başlayabilirız. Paradoksal olarak, kavuşum döngüyü kapatırken, kayıplar ile karşı karşıya kalabiliriz. Genellikle yas ve yeni bir dönem başlar. Bu, birinin kariyerinde zorlu bir nokta, belirsizlik, işsizlik zamanı olabilir. Bu dönemde, Margaret Thatcher on yıl İngiltere Başbakanı olarak kaldıktan sonra istifa etmek zorunda kaldı ve Ringo Starr ve Paul McCartney Beatles’ın dağılmasını yaşadılar. Ay fazının bu aşamasıyla temsil edilen son, büyük bir başarı şeklinde de olabilir. Buzz Aldrin, Ay’a çıkan ikinci adam oldu, ancak daha sonra “Sonra ne olacak?” hissi ile ilgili olabileceği düşünülen ciddi bir depresyondan muzdarip oldu. [3]
Ancak, bir döngü sona erdiğinde, başka bir döngü başlar. Yeni Ay’ı kış ortasıyla veya haritanın en düşük ve en özel noktası olan Nadir’e, IC’ye olan transite benzetebiliriz. Bunu, toprağa gizlenmiş bir tohumun veya bir sperm tarafından döllenen, annenin henüz hamile olduğunu bilmediği halde büyüyen yumurta hücresinin tohumu olarak düşünülebiliriz. Yeni Ay evresindeki başlangıçlar küçük olabilir ve çıplak gözle zorlukla görülebilir. Planlar, projeler veya aslında yeni kimliğimiz henüz kristalleşmediği için, ilerletilmiş Yeni Ay boyunca karanlıkta kalabiliriz. Özellikle genç insanlarda, ilerletilmiş Yeni Ay hangi yöne gidileceği konusunda yaşanan karışıklık anlamına gelebilir. Bu dönem, birçok şeyin olabileceğine dair inancın olduğu bir tür rüya zamanı olabilir. Fakat bu zamandan sonra bu düşüncelerden sadece bir veya iki tanesi sonunda kök salar.
Hepimiz ilerletilmiş Yeni Ay fazında küçük çocuklar gibi oluruz. Mitler ve hikayelerde genç kahraman, hayatına genellikle 4. ev durumuyla başlar. Kişi savunmasız, gizli, dünyadan yalıtılmış veya kısıtlı, rahim benzeri bir ortamda rahat olabilir. Siegfried’i, hayat ağacının köklerini (IC / MC ekseni ile ilişkilendirebileceğimiz) besleyen cüceler tarafından yerin altına girmesi olarak düşünebiliriz. Yeni Ay aşamasında kendimizi benzer bir durumda bulabiliriz ve bu noktada hangi yaşta olursak olalım, bir kahramanın çocukluğunu deneyimliyormuş gibi düşünmek faydalı olabilir.
İlerletilmiş Yeni Ay, IC’den geçen bir transit gibi olduğundan, bu aşama genellikle başka bir yere taşınmak ve yeni kökler kurmamız gerektiği anlamına gelir. Ancak daha sıklıkla, eve doğru belirgin bir hareket vardır. Dünyadan geri çekildikçe, güvenli bir yer ararız. Köklerimize yeniden bağlanmamız gerektiğini görebiliriz. Bir danışanım kariyerinde hayal kırıklığı yaşadıktan sonra annesine geri dönmek zorunda kaldı; Bir diğeri çocukluğunun çoğu kısmını yurtdışında geçirmişti, ilerletilmiş Yeni Ay fazında ailesine geri döndü ve hatta atalarının evine taşındı. İlerletilmiş Yeni Ay, bu nedenle, çok seyahat ettikten sonra, birçok şeyi keşfettikten sonra, nihayet eve dönme anlamına gelebilir. Ebeveynlerimizin değerlerini takdir edebiliriz veya daha önce farkında olmadığımız kişisel geçmişimiz hakkında yeni şeyler bulabiliriz. Başka bir seviyede ilerletilmiş Yeni Ay ve onun “eve dönüş” teması, varlığımızın çekirdeğini bulmakla ilgili olabilir. Kendimize döneriz. Son döngüde vazgeçtiğimiz veya süresiz olarak rafa kaldırdığımız arayışlara yaşamımızda yer verebiliriz. Son on yıldır kendi haline bıraktığımız toz içindekini müzik aletini elimize bir kez daha alabiliriz veya öngörülemeyen nedenlerle kesintiye uğrattığımız eğitimimizi bitirmeye karar verebiliriz.
İlerletilmiş Yeni Ay fazında, daha yüksek bir seviyeye geçip kim olduğumuzu ve neyle ilgili olduğumuzu yeniden teyit etmek anlamına gelebilir. İlerletilmiş Yeni Ay’ı, IC üzerinden geçen transitlerle karşılaştırıyorum. Böyle olunca MC de aktive olur. Bu nedenle İlerletilmiş Yeni Ay hayattaki istasyonumuzun değiştiği anlamına gelebilir. Hevesli bir amatör pilot Neil Armstrong, Kore’deki görev için donanmaya katıldı; II. John Paul Papa oldu. Beatles, Brian Epstein ile tanıştı ve John Lennon ilk kayıt sözleşmelerini Yeni Ay fazında imzaladı. Daha önce yaptığımıza devam edebiliriz, ancak yerel amatörler için oynamak yerine şimdi büyük ligte oynadığımızı unutmayalım!
İlerletilmiş Hilal Fazı (45°-89°)
Eğer döngü IC’de başlarsa, Hilal aşamasının başlangıcında, kendimizi döngünün 5. evine karşılık gelen kısmında buluruz. 5. ev Güneş’in evidir; bu evde kendimizi ifade ederiz ve kendimizi benzersiz bir birey gibi hissederiz. Efsanelerde, bakireden olma bir oğlanın babasını aramaya mecbur kaldığı an budur, masal kahramanları hayat veren iksirlerin (tüm güneş enerjisinin sembollerinin) arayışına girebilir. Ve böylece kahraman evden ayrılmaya karar verir, kendini keşfetme arayışına girer. Aynı şekilde, Hilal aşamasındayken, kendi hikayemizi oluşturmak için risk almalıyız. Evi terk etmeli, okula gitmeli, dışarıya çıkmalı ya da bir çocuk dünyaya getirmeliyiz. Bazen koşullar pasif kaldığımızdan dolayı bizi harekete geçmeye zorlayabilir, ancak yeni döngü başlamalı ve bunu kesinlikle kendimiz yapmalıyız.
Eğer Hilal evresini tembellik dönemini takip ederse, ilk kare açı bizi bir şeyler yapmaya teşvik edecektir. Buradaki zorluk, yön ve hedef çok açık olmasa bile önemli olan harekete geçmektir. Bu aşamada, her ne olursa olsun, bir iş bulmaya karar verebiliriz. Yolculuğa çıkmalıyız, yolculuğun bizi nereye götüreceğinden tam olarak emin olmasak bile, evden çıkmalıyız.
Eğer ilerletilmiş Yeni Ay fazında depresyon, işsizlik veya hastalıkla uğraşmıssak, şimdi ortaya çıkma zamanı olabilir. Eğer ilerletilmiş Yeni Ay fazında eski bir rüyayı yeniden keşfettiysek, şimdi bu rüyayı gerçekleştirmek için ilk adımları atmalıyız ve belki de müzik dersleri veya işletme yönetimi dersleri almaya başlamalıyız. İlerlemiş altmışlık’dan sonra, kendimizi döngünün 6. eve karşılık gelen kısmında buluruz ve hayallerimizi gerçekleştirmek için bazı zor ve sıkıcı işler yapmamız gerektiğini keşfedebiliriz. Hilal aşaması, yaptığımız işte neredeyse kaçınılmaz olarak yeni olduğumuz için, bir öğrenme eğrisi ile karakterize edilir; o yeni partnerle nasıl yaşayacağımızı, yeni doğan çocuklara nasıl ebeveynlik edeceğimiz ya da yeni işimizle nasıl başa çıkacağımızı öğrenmeliyiz.
Hikâyelerde ve masallarda Hilal fazının bu kısmı, belki de tuzağa düşürülmüş bir hayvanı serbest bırakan ya da yaşlı bir kadına yardım eden kahramanın verdiği hizmete karşılık gelir. 6. evdeyiz; çalışmalı, öğrenmeli ve kendimize layık olduğumuzu göstermeliyiz. Bazı kahramanlar artık onları kahramanlık kariyerine hazırlayacak olan akıl hocalarıyla tanışır: Arthur’un, Merlin’le tanıştığı veya Jason ve Achilles’in Chiron’la geçirdiği zamandır bu. Tüm hikayelerdeki ahlak aynıdır. Kahraman yeterince yararlı, gayretli veya özenli ise, çabaları ödüllendirilmeyecek ve kendini bekleyen maceralarda onu koruyacak yardım, tavsiye veya belki büyülü bir muska veya kılıç alacaktır. Bu aşamadaki yardım ve rehberliği kabul edersek, beceri ve deneyim kazanabilirsek akıllılık etmiş oluruz.
Hilal fazında desteğe ihtiyacımız vardır, döngünün bu aşamasında genç ve deneyimsisizdir. Bizimle aynı fikir ve özlemleri olan kolektifin bir parçası olmayı tercih edebiliriz. Belki de öğrenmeye çalıştığımız şeyin ilkelerini öğretmek veya kendi çocuklarımızı yetiştirmeye çalışırken ebeveynlerimizin değerlerine bağlı kalmak için bir öğretmene, geleneğe veya usta meslektaşımıza güvenmemiz gerekir. Bu aşamada açık fikirli olmalıyız, denemeye, öğrenmeye ve uyum sağlamaya istekli olmalı ve yargılarla hareket etmemeliyiz. Yeniyi korumak için yapı ve güvenlik ihtiyacımızı onurlandırmak akıllıca olacaktır. Aslında kendimiz için bir tür güvenli, öğrenme ortamı yaratmalıyız. Şu anda, içsel şüphelerimizi durdurmak, değerlendirmek veya analiz etmek o kadar iyi bir fikir değildir, çünkü deneyimlerimizin ne kadar geçerli olduğunu veya bizi nereye götüreceklerini anlamak için yeterli perspektifimiz yoktur. Ancak koşullar ne kadar idealse, bu yıllarda inanılmaz bir ilerleme kaydedebiliriz ve çok başarılı olabiliriz. John Lennon, İlerletilmiş Hilal fazında Beatles’ın popülaritesinin zirvesindeydi.
İlerletilmiş İlk Dördün (90-135)
Hilal fazında yumurtadan çıktık ve ebeveynlerimiz tarafından desteklendik. Bir süredir kanatlarımızı çırpıyor, uçuş kaslarımızı esnetiyor ve kalkışa hazırlanıyoruz. Şimdi, İlk Dördün’de uçma zamanı. Yaşımız ve koşullarımız ne olursa olsun, İlk Dördün genellikle geçmişten temiz bir mola verdiğimiz, göbek kordonunun kesilmesi gibi daha fazla bağımsızlık getirir. Bu aşamaya geldiğinde, tanıdık ama çok kısıtlayıcı bir ortama geri dönmek isteyebiliriz ve bu nedenle büyük olasılıkla güç, cesaret ve muhakeme testlerinden geçeceğiz. Alttaki diyagrama bakarsak, bunun neden böyle olduğunu ve İlk Dördünde başka hangi temaların başrolde oynadığını görebiliriz.
Nasıl ilerletilmiş Yeni Ay’ı, IC’ye olan transit veya progres ile bağlantılandırdıysak, İlerletilmiş İlk Dördün’ün de DSC’den geçen gezegenlere benzer olduğu görülür. Bu döngü bir dalganın davranışı ile temsil edilebilir. Diyagramda, lunasyon döngüsünün – ve aslında diğer tüm gezegen döngülerinin – haritanın dört köşe noktası ile ilişkili olduğunu düşünüyorum. Dalganın en düşük ve en amorf noktası IC’dir; gece yarısı noktası; görünmez, toprağa veya rahime gizlenmiş olandır. Sonra, Yeni Ay’dan Dolunay’a, döngünün yarısı gelişir; dalga yükselir ve öğlen saatinin zirvesine veya MC’ye ulaşır. Sonra dalga alçalır. Yeni Ay ve Dolunay arasında, Yükselen-DSC aksını geçerken kritik bir kavşağa ulaşırız. Bu noktada ufkun altının ifade ettiği özel alanı bırakır ve üst yarımkürenin halka açık alanına gireriz.
Belirli geleneklere bağlıysak, şimdi kendi seçimlerimizi yapmaya, kendi felsefelerimizi formüle etmeye veya kendi yöntemlerimizle karar vermeye hazır hissedebiliriz. Artık kendi işimizi kurmaya hazır olduğumuzu veya zaten kendi işimiz varsa, daha büyük bir meydan okumaya girip yeni bir pazara girmeye veya yeni bir ürün piyasaya sürmeye hazır olduğumuzu hissedebiliriz. Bir kitap yazmış olsaydık, İlk Dördün fazında makaleyi yayıncılara göndermek için uygun bir zaman olabilirdi.
Her ne olursa olsun, İlk Dördün fazında rekabet ve başkalarının yargısıyla yüzleşmek zorunda kalacağımız açıktır ve çoğumuz için bunun korkutucu olduğuna şüphe yoktur. Yüzüklerin Efendisi’nin yayınlanmasının arifesinde, ilerletilmiş İlk Dördünde J.R.R. Tolkien yayıncısına mektubunda bir sürü Yahudi arkadaşı olduğunu ve hiçbir tutarlılığı olmayan bir renk- ırk testi vermekten pişmanlık duyacağını belirtmişti. (Tolkien’ın Yüzüklerin Efendisi kitabı iyi satıyordu ve yakında Almanya’da da basılacaktı. Ne yazık ki, iktidarda Naziler vardı ve kitabı basmadan Tolkien’dan saf ırktan olduğunu kanıtlamasını istediler.) Bu şartlar altında arkadaşlara ve müttefiklere başvurmak doğaldır, Sadece düşmanla yüzleşmek zorunda değiliz. Ebeveynlerden ziyade akranlarımız daha önemli hale gelir. İlk Dördün’de kendimizi benzer ruhlarla ilişki halinde bulabiliriz. Bu açıdan bakıldığında, özellikle kadınlar için bu fazın neredeyse evlenmekle eşanlamlı olduğunu da görebiliriz; Eş, birçok yönden karşı cinsten ebeveynin yerini alır. Bu nedenle, düğünler İlk Dördünde oldukça yaygındır. Prenses Diana, İlerletilmiş İlk Dördün’teki düğünü de halka açık bir figür olarak ve Camilla Parker ile rekabetini müjdelediği için iyi bir örnektir. Ancak, ilk çeyrek bağımsızlık kazanmak için geçmişten ayrılma demek olduğundan bu aşamadaki boşanmalar düğünler kadar yaygındır. John Lennon İlerletilmiş İlk Dördün’e ulaştığında, ilk karısını boşadı, Yoko Ono ile evlendi ve solo kariyerine, İlk Dördünde fazında başladı. Eğer evlenmek için çok gençsek, annenin dikkati için rekabet edeceğimiz bir kardeş hayatımıza girebilir.
Kahraman olacağımız yolculuğumuza başlamak için evden ayrıldıktan sonra, güvenli ve tanıdık olanı aşıyoruz ve umut ve korkumuzu yansıtabileceğimiz “öteki” ile karşı karşıya kaldığımız tehlikeli bir ülkeye giriyoruz. İlk Dördün aşaması bu nedenle 7. ve 8. ev sorunlarıyla uğraşmamız gerektiği anlamına gelir. Kırmızı Başlıklı Kız ormana girer ve vahşi bir kurt ile karşılar. Bu büyüleyici bir yaratık mıdır yoksa ölümcül bir tehlike altında mıyız? Kahramanlar, rehberleri veya yoldaşları tarafından terk edilmiş olarak bulurlar. Prensesler bir canavar ile evlenir veya kendilerini bir kurbağaya söz verirken bulurlar. Bu karakterlerin ebeveynleri artık olmadığından, yaratıklarla olan ilişkilerinde artık kendi kararlarını kendilerinin vermeleri gerekir.
Önceki örneklerin de gösterdiği gibi, ilerletilmiş İlk Dördünlerin hepsi bu kadar dramatik değildir. Birçok çocuk için, bu ebeveynler tarafından teşvik edilen ve bağımsızlık yolunda güvenle atılan bir sonraki adım olabilir. Bazılarımız en azından bu aşamayı es geçebilir. Yuvanın kenarındaki genç kuş ya uçacak ya da ölecek olsa da, biz insanlar henüz hazır olmadığımıza karar verebiliriz. Bu durumda Dolunay ve Son Dördün aşamaları bize ne yapamadığımızı kesinlikle hatırlatacaktır. Ancak İlerletilmiş İlk Dördün’e yaklaşan çoğumuz için derin bir nefes alma ve kanatlarımıza güvenme zamanıdır.
İlerletilmiş Büyüyen Ay (135°-179°)
İlerletilmiş Dolunay’dan önceki yıllarda dünyamız genişler ve yeni manzaralar açılır. Kendimizi büyük bir şehri ziyaret ederken ya da ilk kez çıktığımız dağlara doğru seyahat ederken bulabiliriz, ya da belki dünya edebiyatıyla buluşup ya da yüksek bir eğitim alıp; bize evrenin enginliğini öğreten başka bir ölçekte buluşuruz.
İlerletilmiş Güneş-Ay karşıtlığına giden 9. evdeyiz ve doğal olarak ufkumuzu genişletiyoruz. Hikayelerde ve masallarda, kahramanın görevini yerine getirmek için uzak bir yere sihirli bir halı veya efsanevi bir kuş ile uçtuğunu görürüz ve Dolunay yaklaşırken aynı türden bir heyecan hissedebiliriz. Kahraman devlerle karşılaşabilir. Sorunlar ve güçlü duygular dahil olmak üzere Büyüyen Ay’da her şey büyür.
Büyüyen Ay (Gibbous) aşaması aslında İlk Dördün fazının bittiği yerde başlar: 8. evde. İdeal olarak, İlk Dördün’de “öteki” ile yüzleşmek bizi dönüştürdü. Bizim için önemli olan diğeriyle, öncekinden daha güçlü ve daha eksiksiz olacak şekilde bağlanmış olabiliriz. Zorlukla karşılaşıp gizli güçlü yönlerimizi keşfettikten sonra, artık manzaralarımızı öncekinden daha yükseğe çevirebilir ve gelecekteki çağrıyı hissedebiliriz. Birçok yeni olasılık olduğunu, yıldızlara ulaşabileceğimizi hissedebiliriz. Kelimenin tam anlamıyla veya sembolik olarak içimizdeki çocuğun büyüdüğünü düşünebilir ve hissedebiliriz.
Öte yandan, İlk Dördün’de yaşadığımız çatışmalar iyi neticelenmemiş olabilir. Kendimizi travmatize, sinirli ve güçsüz hissedip, ihanete uğramış olabiliriz. Mavi Sakal’ın eşi gibi gizli odada kanlı kafaları keşfetmiş olabiliriz. Bu durumda bir çıkış yolu ararken duygusal gerginlik, kaygı ve memnuniyetsizlik artar. Ay büyürken, duygularımızı tutmak veya gizlemek giderek zorlaşacaktır.
Bu aşamada heyecanımızla işleri kolayca aşabiliriz. Bir dalganın tepesine yaklaştığımızı algıladığımız için zaman, para ve çaba harcamaya çok istekli oluruz. Uykuyu feda edebilir, çok fazla fast food yiyebilir, çok fazla sigara içebilir veya kendimizi daha fazla borç altına sokabiliriz. Kurumsal yaşamda merdiveni tırmanırken sürekli büyüyen bir iş yükü alabiliriz. Çocuklar özgürlük taleplerinde aşırılık gösterebilirler. Bazılarımız için bunlarla başa çıkmak çok fazla gelebilir. Bu dönemde, genellikle gelecekte daha da büyük şeyler vaat eden başarılar elde edebiliriz. Ancak, bununla birlikte sabırsızlık, öfke veya hayal kırıklığı da yaşayabiliriz. Büyüyen Ay fazının sonuna doğru ilerlemekteyiz. Beklediğimiz şeyin ne olduğunu Dolunay ortaya çıkaracaktır.
İlerletilmiş Dolunay (180°-224°)
İlerletilmiş Dolunay’da lunasyon döngüsünün zirvesine ulaşıyoruz ve bu nedenle bu fazı, MC ve 10. evin en yüksek noktasıyla ilişkilendirmeliyiz. Basitçe ifade etmek gerekirse: Dolunay’da ya bir doruk ya da bir anti-doruk yaşıyoruz. Satürn’ün evine ulaştıktan sonra ya somut bir başarı ya da bir hayal kırıklığı yaşayabiliriz. Hem umutlarımız hem de korkularımız gerçekleşebilir. Büyüyen Ay fazında hamile kalmıştık; şimdi bebeğimizi teslim ediyoruz, bu gerçek bir çocuk, bir tiyatro prodüksiyonu veya yeni bir fikir olsun. Yani bazılarımız için Dolunay hayatımızda veya kariyerimizde yüksek bir nokta anlamına gelir; bir rüyanın gerçekleşmesidir. Hikayelerde, ateşli ejderhalar öldürüldükçe apotheosis’e ulaşırız. Troya hikayesi muhtemelen böyle bir cesaretin en iyi örneğidir. Savaşçıların içinde olduğu dev at heykeli (Jüpiter, 9. ev, Gibbous) Yunanlılara nihai zaferi getirir, ancak Truvalılara ise ölüm ve yıkım getirir. (Satürn, 10. ev). Yunan şairler olayın aslında Dolunay sırasında gerçekleştiğini söylerler.
MC’deyiz, bu nedenle dünya sahnesinde ve halkın gözünde olabiliriz. Ancak bu mutlaka bir başarı anlamına gelmez. Bir skandal çıkabilir ve istenmeyen şekilde ilgi çekebiliriz. Ayrıca Büyüyen Ay aşamasında aşırılıklarımızın kaçınılmaz sonuçlarıyla yüzleşmemiz gerekebilir. Pervasızlığımız bir kazaya neden olabilir, bu da bizi durma noktasına getirebilir. Dolunay’da Al Gore kazanmayı beklediği 2000 seçimlerinde yenilgiye uğradı ve John Kerry de 2004’te aynı kaderi yaşadı.
Başarısızlık veya başarı! Sınırlarla tanıştık, şimdi kendimizi olana bırakmalıyız. Artık dağın zirvesindeyiz ve şimdi manzarayı seyretmek için birkaç dakika harcayabiliriz. İdeal olarak, bu nedenle, Dolunay bir özgürlük hissi getirir. Ulaştığımız hedeflerden sonra artık bir tatile çıkabiliriz. Dolunay, heyecan verici ve telaşlı Büyüyen Ay (Gibbous) fazından daha sessizdir. Mücadelelerimiz sona erdi. Başarılarımıza daha tutkuyla bakmaya ve kendimize yeni hedefler koymaya başlayabiliriz. Ancak bazen havayı temizlemek için duygusal bir kriz gerekir.
İlerletilmiş Dolunay fazında ayrılma ana temadır. Güneş ve Ay arasındaki mesafe maksimumdadır ve bu, hayatımızda kutuplaşmaya yol açabilir. Siyah veya beyaz şeklinde düşünebiliriz. Kendimizi şeytanlarımızdan kurtarmak ve eski hayatımızı olabildiğince geride bırakmak isteriz. Bu aşamada dünyayı dolaşmak isteyen birkaç kişi tanıyorum. MC’de 4. evin karşısındayız ve böylece Dolunay fazında kendimizi evimizden çok uzakta bulabiliriz.
Bu nihai ayrılık, iyileştirici veya canlandırıcı olabilir. Aslında, şemada görüldüğü gibi dalganın tepesi aydınlanma noktasını temsil eder. Dolunay’da hem Güneş hem de Ay kuvvetlerinin zirvesindedir. Ay, Güneş’in ışığını maksimum şekilde yansıttığı için en görünür haldedir. Dolunay genellikle vizyon görme ve vahiy için iyi bir zaman olarak belirtilir. Dünyanın tepesinde, Tanrılarla konuşabiliriz. Dokuzuncu evin ve Büyüyen Ay (Gibbous) evresinin dini arayışı ve manevi tutkusu şimdi somut bir vizyona, dönüşüp kristalleşmektedir. Açıkçası bu, Musa’nın Sina Dağı’nda On Emir alması veya Mesih’in Golgota Dağı’nda çarmıha gerilmesi anıdır. Efsaneye göre, bir Dolunay sırasında da Siddharta kendini tüm dünya illüzyonlarından kurtardı ve aydınlanmış Buda oldu.
Bazılarımız için Büyüyen Ay’ın son zamanlarında ve erken Dolunay döneminde yaşadığımız huşu, mesleğimizi ve kariyer yönümüzü bulabileceğimiz bir ilham olabilir. İlk ilerletilmiş Dolunay fazında altı yaşındaki Neil Armstrong’a küçük bir uçak alındı ve o zaman uçmaya aşık oldu. İkinci progress dolunay fazında, yani otuz yıl sonra, Gemini 8 misyonuyla uzayda, gerçekten evinden çok uzaktaydı.
İlerletilmiş Solan Ay (225°-269°)
Solan Ay aşamasında genellikle döngünün ikinci yarısını karakterize eden ‘eve dönme’ temasının başlangıcını görürüz. İlk yarıda evden ayrılmak ve geçmişten kurtulmakla meşgulken, Dolunay’dan sonra, geçmişi yeniden ziyaret etmeliyiz.
Şimdi 11. ve 12. evdeyiz ve bu nedenle Dolunay’ın sonucunu bir şekilde kolektif ile asimile etmeliyiz. Aydınlanmamızı veya başarımızı başkalarıyla paylaşmalıyız. Bu, Musa’nın insanlara vermek için taş tabletlerle dağdan indiği zamandır. Şabat yılımız veya hamilelik iznimiz bitmiş olabilir ve tanıdık bir rutine geri dönüyoruz. Dolunay’daki başarımızı da geliştirebiliriz: şimdi diplomamızı iş piyasasında kullanabilir veya ödülümüzü bir sonraki proje için fon alarak kullanabiliriz. Neil Armstrong, Ay’daki İlk adam olmak için uzay uçuşlarına devam etti. Attığı küçük adımın insanlık için dev bir adım olacağı hakkındaki yorumu Solan Ay (veya 11. ev) evresine uygundur bir karşılıktır.
Dolunay hayal kırıklığı veya çöküş getirmişse de genellikle gerçekleri kabul etmeye çalıştığımız anlamına gelir. Ayrılma ve kristalleşme duygusu getiren Dolunay’ın sonraki fazında Solan Ay’da eylemlerimizi değerlendirip, yaralarımızı ve ortaya çıkan sonuçları değerlendirebilir. Kolektif bir harekete veya siyasi partiye katılabilir, bize benzeyen ruhları arayabiliriz. Örneğin on beş yaşındaki McCartney, bu aşamada Beatles’a katıldı. Bu fazda ilerki hedefler için yeni ağlar kurmaya başlayabiliriz.
Bazıları için kahramanca eylemlerden ve Dolunay’ın yüksek dramasından sonra geri dönüş zordur. Savaş gazileri, topraklarında uzakta savaştıktan sonra eve döndüklerinde eve yabancılaştıklarını, aslında, gerçekten eve hiç gelmemiş gibi hissedebilirler. Dolunayda çözülemeyen sorunlardan kaçanlar, geride bıraktıkları sorunlarla yüzleşmek için yine kendilerinden kaçarken veya saklanırken, aciz hissedebilirler. Bu noktada işlerimiz veya kurumlarımız bize sıcak bir battaniye gibi koruyan kolektif bir kimlik sağlayabilir.
Hikayelerde, kahramanın sürgünde olduğunu, belki de hapsedildiğini, belki de vahşi doğada dolaştığını okuduğumuzda 12. ev temalarını görürüz. Benzer şekilde, dünyevi varlıklarını aşan ve Nirvana’ya ulaşan ruhlar artık bir daha asla reenkarne olmamaya karar verebilir. Bu nedenle Solan Ay aşaması, kendimizi bir dereceye kadar gizlediğimiz sessiz bir zaman olabilir. Ancak, Son Dördün uyandırma çağrısını yapacaktır.
İlerletilmiş Son Dördün Fazı (270°-314°)
İlerleyen Son Dördün, Yükselen’e transitler veya ilerletmelerle (progres) karşılaştırılabilir (diyagrama bakınız). Bu, kolektif 12. evden sonra kişisel 1. eve taşındığımız anlamına gelir. Bu nedenle Son Dördün doğum kadar acı verici olabilir; rahmi terk etmek, uzun bir uykudan uyanmak, yalnız ve ayrı olduğumuz duygusuyla yüzleşmek zorundayız. Bir kolektifin parçası olmadığımızı ve kamu, sosyal veya kurumsal kimliğimizi kaybettiğimizi anlayabiliriz. Şimdi kendimize dönmeliyiz. Döngünün son çeyreği ilk üç eve karşılık gelir; kişiliğimizin ana yapı taşları.
İlerleyen Son Dördün kim olduğumuzu, ne istediğimizi ve kaderimizi nasıl gördüğümüzle ilgili soruları gündeme getirir. Bu sorulara örnekler:
– “Gerçekten çok yaşlı olmadan bir bebek sahibi olmak istiyorum, ama onu kendi başıma yetiştirecek kadar güçlü müyüm?”
– “Daha önce neler yapmak isterken evlenip aile kurdum, gerçekten ne istiyorum?
– “Ertelesem de kendi işimi kurmak istiyorum. Ama şimdi ekonomi durgunluğa girmek üzere yapabilir miyim?”
Son Dördün’de odaklanmalı ve kendimize dönmeliyiz. Hikayelerde kahramanın dönüşü anlatılır.
Uzun yıllar denizleri gezdikten sonra Odysseus Attikası’na geri döndüğünde yalnız, yoksun ve tanınmaz hale gelir. Şimdi kral olduğunu kanıtlamalı, karısını ve tahtını geri almalıdır. Bu tanınmış temanın modern eşdeğeri, neredeyse otuz yıl hapishanede yattıktan sonra ilerlertilmiş Son Dördün fazını yaşayan Nelson Mandela’dır. Artık Afrika’nın ilk siyah başkanı olma göreviyle karşı karşıya kalacaktır.
Dolayısıyla, İlk Dördün gibi, Son Dördün de güç ve cesaret testleri getirebilir ve özellikle gençler için Son Dördün aşaması İlk Dördün deneyimine çok benzeyebilir: her ikisi de bağımsızlık ve kendini gerçekleştirme yolunda bir adım anlamına gelebilir. (Aslında, döngünün her aşamasında ilgili evin karşısındaki ev ile ilgili sorunlarla karşılaşabiliriz.) Ancak, farklılıklar vardır. Yukarıda alıntılanan örneklerden de gördüğümüz gibi, Son Dördündeki endişelerimiz geçmişten çok gelecekle ilgilidir. İlk Dördün’de hazır olmakla ilgili endişe ederken; Son Dördün’de, çok geç kaldığımızı düşünebiliriz. Yaşlılığa yaklaşırken yolculuğa çıkmamız gerektiğini düşünebiliriz. Gözlemleyebileceğimiz bir diğer fark, Son Dördün ve İlk Dördün evresinin karakteristiği olan isyancı ruh direkt olarak kişisel geçmişimize, ebeveynlerimize, mentorlarımıza vb. olmazken (4. ve 6. evler) ama kolektife olabilir. (10.-12. evler) İlerletilmiş Son Dördün fazında Muhammed Ali, Amerika’daki siyahların tarihine meydan okuyarak adını ve dinini değiştirdi ve böylece kendisi için yeni bir kimlik yarattı.
Son Dördün’de döngünün sona yaklaştığı gerçeğini hatırlarız. Bir kriz beklentisiyle gardımızı alır ya da bir hayalin gerçekleşmesi için son bir fırsatın teklif edildiğini hissedebiliriz; bu nedenle çoğu durumda Son Dördün bizi eyleme geçirecektir.
İlerletilmiş Balsamik Ay (315°-359°)
İlerletilmiş Ay, İlerletilmiş Güneş’e yaklaştıkça dünyamız daralmaya başlar. Bizi destekleyen insanlar veya bize güvenlik ve kimlik duygusu sağlayan yapılar yok olarak bizi yalnız ve savunmasız bırakabilir. Planlarımız engellenebilir; çabalarımız başarısız olabilir. Fiziksel sağlığımız bozulabilir. Bu dönem ekstra dikkat gerektirir. Bu yüzden, Yeni Ay ve Hilal fazına hazırlanırken, kavuşumdan sonra tekrar dünyaya dönmeden önce içe geri çekilmeliyiz. Yaklaşan İlerletilmiş Yeni Ay, hoşnutsuzluğumuzun kışı olabilir, hayata tekrar dönene kadar kış uykusuna gireriz. O zamana kadar da ilerletilmiş Balzamik Ay, bizi ciddi şekilde test edebilir; Vincent van Gogh bu aşamada fiziksel zayıflığa, akıl hastalığına ve umutsuzluğa yenik düştü. Muhammed Ali’nın elinden ünvanı alınmış ve bokstan men edilmiştir çünkü dini nedenlerle savaşa gitmeyi reddetmiştir. Ancak, ilerleyen Balzamik Ay’ın her zaman bu kadar korkunç olması gerekmez.
Hayatımızın bu aşamasında, güverteleri temizleyerek bir sonraki döngü için kapanış yapmalıyız. Bunu yaparken, belki de çok söylenmemiş yarım kalan ya da bizim için geçmiş deneyimlerimizin özünü özetleyecek doğru kelimeleri bulmamız önemlidir. Döngünün bu son kısmı 3. eve karşılık gelir. Herhangi bir konudaki son sözlerimiz, muazzam bir önem kazanır. Anılarımızı yazmak istediğimizi veya duygularımızı bir analiste anlatmamız gerektiğini hissedebiliriz. Beatles’ın kendi hikayesini anlattığı 1995 tarihli on saatlik bir TV belgeseli olan Beatles Antolojisi, hem McCartney hem de Ringo Starr Balzamik evrelerini yaşadıklarında yapıldı. Ayrıca ifade etmemiz gereken niyetler veya inançları derinden hissedelebiliriz. Winston Churchill’in ünlü konuşmasını (Plajlarda savaşacağız, çıkarma yerlerinde savaşacağız, tarlalarda ve sokaklarda savaşacağız, tepelerde savaşacağız. Asla teslim olmayacağız.) ilerletilmiş Balsamik Ay’da yapmıştır. Özellikle bu aşamada söyleyecek çok şeyimizin olduğunu hissedebiliriz. Demetra George ve Dana Gerhardt, bu fazı, ‘Karanlık Ay’ı bilge kadınla ilişkilendirir. Yaşlı kadınlar ağır işler yapmazlar veya çocuk doğurma zamanını çoktan geçmiş olabilir. Ancak yaşlılar çocuklara nesiller boyunca aktarılacak bilgelik içeren hikayeleri ve masalları anlatırlar. Balzamik Ay’da bu rolü üstlenmek isteyebiliriz.
Bu aşamada kayıplar ve sonlar bizi zorlasa da, başka senaryolar da olabilir. Sona eren döngü sırasında, birçok zorluk ile karşı karşıya kaldık. Bu fazda “şimdi ya da asla” diyebilir, duygusal koltuk değneklerine, yanılsamalara, korkulara ve hayal kırıklıklarına elveda diyebiliriz. Bu faz bizi geride tutan olumsuz tutum ve engellerden kurtulmak için mükemmel bir zamandır. Aslında, daha güvensiz hissettiğimiz için enerjimiz olmayabilir. Sıklıkla daha önce yapmadıklarımız için geriye dönük bir pişmanlık yaşayabiliriz. Dolayısıyla bu aşama, nihayet gerçek duygularımızı veya sorunlarımızı kabul ettiğimiz zaman olabilir. Yıllar sonra sevgimizi ilan edebilir ve bir ilişkiye girebilir ya da yaralarımızla yüzleşebilir, öğüt ve şifa arayabiliriz.
Balzamik Ay için kullanılan imajlardan biri, olgun veya çürük meyvenin görüntüleridir. Gereksiz her şeyden sıyrıldığımız zaman özümüze ineriz. Blokajlar kalkar, sorunlar çözülü. Balzamik safhada kendimizi tam olarak doğru şeyleri yaparken ve tam olarak doğru insanlarla ilişki halinde bulabiliriz. Hayatımızın bu aşamasında enerjimizi korumak gibi isteriz, böylece birkaç temel faaliyete odaklanabiliriz. Bununla birlikte, güç, inanç veya kaynaklardan yoksun olabiliriz. Van Gogh bu fazda sanatsal gücünün zirvesine ulaşmıştı, ancak parasız ve fiziksel olarak zayıflamış olduğundan tünelin sonundaki ışığı göremiyordu. Unutulmamalıdır ki tohum küçük ve savunmasızdır ve onu Yeni Ay’ın yaklaşmakta olan kargaşasına karşı korumalıyız. Bu nedenle Balzamik safhada başlatılan projeler ve ilişkiler erkenden bir kriz yaşayabilir. İlişkimiz veya projemiz bu testten kurtulduktan sonra, daha güçlü olacak ve bir sonraki döngüye dayanabilecektir.
Yukarıdaki örnekler umut verici gelmeyebilir, ancak bazen bu aşamanın en tatmin edici yönünü de deneyimliyoruz. Sonuçta, Lunasyon döngüsünün küçülen kısmı, ‘ektiğinizi biçmek’ ile ilişkilidir ve Balzamik aşamada hasat olgunlaşabilir. Beklediğimiz ödüller ve takdirler şimdi, belki de günün sonunda nihayetinde bizim olabilir. Uzun vadeli projeleri tamamladığımız için uzun süredir hayalini, kurduğumuz rüyalar gerçekleşebilir. Eleanor Roosevelt, BM tarafından Balsamik Ay’da İnsan Hakları Bildirgesi’ni son haline getirdi. Nelson Mandela Güney Afrika’nın başkanı oldu. Winston Churchill, hayatı boyunca hazırlandığını Britanya’nın savaş lideri oldu. Beş yıl sonra, ilerleyen Yeni Ay’da Hitler’e karşı zaferini kutlayabildi. Balzamik Ay fazı bize son ödülümüzü verse bile, Yeni Ay’ın getireceği değişimler asla uzakta değildir.
Bibliyografya
Busteed, Marilyn and Dorothy Wergin. Phases of the Moon. American Federation of Astrologers, 1996.
Campbell, Joseph. The Hero with a Thousand Faces. Fontana Press, 1993.
Costello, Darby. The Astrological Moon. CPA Press, 1996.
George, Demetra. Mysteries of the Dark Moon. HarperCollins Publishers, 1992.
George, Demetra. Finding Our Way through the Dark. ACS Publications, 1994.
Propp, Vladimir. Morphology of the Folktale. University of Texas Press, 1988.
Rudhyar, Dane. The Lunation Cycle. Shambhala, 1975.
Notlar
[1]-Progres te bir gün bir yıl olarak ilerletilir. Doğumdan sonra 40 gün sonraki Güneş, Ay ve gezegenlerin pozisyonu 40 yaşına karşılık gelir.
[2]-Lunar fazları burçlardan ziyade evlerle karşılaştırmayı tercih ediyorum.
[3]-İlerletilmiş Ay fazlarının kesin zamanlayıcılar olmadığını akılda tutmak önemlidir; açılar ve diğer natal pozisyonları üzerindeki transit ve progresler çok daha güvenilir tetikleyicilerdir. Öğrenme deneyimi döngünün herhangi bir aşamasında olabilir. Bu nedenle belirtilen tüm örnekler, döngünün daha geniş bağlamında incelenmelidir.
Frédérique Boele
Çeviren: Gülden Bulut
Bu makale ilk olarak The Mountain Astrologer’ın Şubat/Mart 2006 sayısında yayınlanmıştır.