Uranüs, beklenmedik şeylerle ilgili bir gezegendir ve asıl amacı Satürn’ün sınırlarını yıkmaktır. Uranüs tahmin edilemez, şimşek çakması gibidir. İlişki modelleri açısından bakıldığında da, Uranüs açıları reddedilme ve terk edilme meseleleriyle ilgilidir. Uranüs enerjisi, en öngörülemez ve en güvenilmez olan enerjidir. Onu tanımlayamayız, tahmin edemeyiz, bir anda gelir ve gider, ve arkasında kaos bırakır.
Herkes hayatının bir noktasında reddedilir. Hepimiz terk edilmiş hissettik ve hepimiz başkalarının yapacağını söylediklerini ama yapmadıkları zamanları yaşadık. Bunlar hoş deneyimler değil ama çoğumuz hayatta kalıyor ve yolumuza devam ediyoruz. Ancak bazılarımız için bu deneyimler çok yaygın. İçimizdeki ebeveynler ve egolarımız bu kalıplara dahil olurken, biz onları özel olarak yaratmadık. Egolarımız bizi kontrolümüz dışındaki güçlerden korumaya çalışır.
Terk edilme ve reddedilme ile ilgili tüm sorunlarımız, ilk çocukluk deneyimlerimizden kaynaklanır. Bebekken, hayatta kalmak için tamamen ebeveynlerimize bağımlıyızdır. İhtiyaç duyduğumuzda ebeveynlerimizin yanımızda olmasına ihtiyacımız vardır ve onların ihtiyaçlarımızı önceden tahmin etmesini bekleriz. İlk deneyimlerimiz, dünya hakkındaki temel izlenimlerimizi oluşturur. Bebek olarak reddedildiğimizi hissettiysek, yaşamımız boyunca arayacağımız şey budur. Ve elbette, reddedilme ve terk edilme arayışına girdiğimiz için, onu buluruz. İhtiyaçlarımız her zaman değil bazen karşılansa bile, dünyanın güvenilmez insanlarla dolu olduğuna dair bir inanç yaratabiliriz. İhtiyaçlarımızı tamamen karşılayacak kadar uzun süre bizimle kalan birinin deneyimini hiç yaşamadığımız için, bağlı olduğumuz herkesin sonunda bizi terk etmesini bekleriz.
Ay-Uranüs Açıları
Bu açıyla ilgili zorluk, bu bireylerin ilişkilerinde gerçek güvenliği deneyimlediklerinde – örneğin, güvenilir, sınırlarına saygı duyan ve onları reddetme veya terk etme niyeti olmayan biriyle ilişki içindeyken, ilişki içinde inanılmaz derecede tehdit edici hissetmesidir. Çünkü bu onlar için tamamen yabancı bir bölgedir. Herhangi bir Ay-Uranüs açısını ele alırken gerçekte neyin güvenli olduğuna dair yeni, sağlıklı bir tanım oluşturmak gerekir. Ay-Uranüs açıları, bebekken karşılanmayan temel duygusal, güvenlik ve hayatta kalma ihtiyaçlarımızın bir deneyimini temsil eder. Bu tecrübe sonucunda ihtiyaçlarımızın asla karşılanmayacağı beklentisi yaratırız.
Venüs-Uranüs Açıları
Venüs-Uranüs açıları, onaylanma ihtiyaçlarımızın karşılanmasında zorluklar yaratır. Uranüs’ün doğası gereği sorunu, onaylanma ihtiyaçlarımızın karşılanmaması veya onaylanma ihtiyaçlarımızın tutarlı ve sürekli olarak karşılanmasını beklemememizdir. Bu kalıplar romantik ilişkilerde en büyük zorlukları yaratır.
Venüs-Uranüs açıları, reddedilme ve terk edilme şemalarından herhangi biri olarak tezahür edebilir. Ay’ın tersine Venüs dahil olduğunda bu modeller arasındaki fark, Ay-Uranüs modellerinin zorluklar hayatımızın her alanında zorluklar yaratırken Venüs-Uranüs kalıpları bu zorlukları ilişkilerimizle sınırlıdır. Venüs-Uranüs açıları, en azından ilişkiler bağlamında reddedilme veya onaylanmama korkusu yaratarak kendimizi güvensiz hissetmemize neden olabilir. Venüs-Uranüs sert açıları, kişiye ilişkide sevilmediğini ve onaylanmadığını hissettirir.
Kevin Burk, The Astrology of Human Relationship
Çeviren: Gülden Bulut