18. yüzyılın son yarısına kadar sadece çıplak gözle görülebilen beş gezegenin varlığı biliniyordu. 13 Mart 1781 yılında amatör bir gözlemci olan William Herschel, kendi yaptığı teleskopla gökyüzünde İkizler takımyıldızını incelerken farklı bir gök cismiyle karşılaştı. Önce bu gök cisminin bir kuyruklu yıldız olduğunu düşündü. Daha sonra yaptığı gözlem ve hesaplamalarla astronomi tarihinde bir dönüm noktası yaratacak olan dev gaz gezegen Uranüs’ü keşfettiğini anladı. Uranüs astrolojik semboliğine karşılık gelecek şekilde aniden keşfedilmişti. Keşfedilmesiyle birlikte sadece astronomi dünyasında değil astroloji dünyasında da Güneş sistemine dair tüm kuralları yıktı. Satürn’e kadar bilinen dünyadan sonra Uranüs, bildiğimiz kalıpları bir hamlede yok etti ve astroli dünyasında da bir uyanışa neden oldu. Batı astrolojisi Kova burcunu Uranüs’ün yöneticiliğine verdi.
Uranüs keşfedildiğinde tam da doğasına uygun olan gelişmeler yeryüzünde kendini gösteriyordu. Amerika ve Fransadaki özgürlük devrimleri, İngiltere’deki endüstriyel devrim bu zamana denk gelmiştir. Bu eşzamanlılık Uranüs’e yüklediğimiz isyankar ve asi ruhu tam anlamıyla karşılamaktadır. Uranüs isyankar tavrını, Güneş sistemindeki eksantrik davranışlarıyla da gösterir. Uranüs’ün eksenel eğikliği 97,9 derecedir ki bu değer 90 dereceden fazladır. Güneş sistemindeki çoğu gezegen kendi ekseni etrafında hemen hemen ekliptiğe dik doğrultuda dönerken Uranüs’ün dönme ekseni neredeyse ekliptikle aynı doğrultudadır, dev bir hedef tahtasını andırır. Bu hâli Uranüs’ün hareketinin geriye doğru devinmek olduğunu gösterir. Bilim adamları bu hareketle ilgili birçok soruyu hâlâ cevaplayamamış durumdadır. Bununla birlikte Uranüs, diğer gezegenlerin aksine yatıktır. Düşünsenize Dünya’yı yan yatırdığımız zamanki kaosu! Uranüs astrolojik olarak da gerçekten kaos yaratır. Hangi burçta bulunuyorsa o alanda şok ederek yenilenmemize yardımcı olur.
16 Mayıs 2018’den 26 Nisan 2026 tarihine kadar Uranüs Boğa burcunda hareketine devam edecek. Uranüs zodyaktaki yolcuğunu 81 yılda tamamlar ve her burçta yaklaşık olarak 7 yıl kalır. Kolektif bir gezegen olduğundan, etkilerini uzun soluklu olarak hissettirir. Uranüs, Boğa burcunun ifade ettiği tüm konuları elde geçirecek. Bunun da bildiği yolla, bizi sarsarak yapacak. Uranüs Boğa dönemi geçmişte 1934/1935 ile 1941/1942 yılları arasında gerçekleşti. Bu dönemde neler mi oldu? 2. Dünya Savaşı, Nazilarin işgalleri, İspanya’da iç savaş, Japonya’nın Çin’i işgal etmesi, Kuzey Afrika’da başlayan savaşlar. Uranüs Boğa’nın bu olaylarda nasıl bir etkisi olabilir peki? Savaşlarda oluşan başat etmen güvenliğin tehdit edilmesidir. Zaten bu da tam bir Boğa burcu kelimedir. Boğa, madde dünyasında güven sağlayarak sürekliliği sürdürmek ister. Ama görülüyor ki geçmişte Uranüs Boğa yerleşimi kaos yaratarak insanları güven duyduğu topraklardan uzaklaştırmıştır. Belki de bunu, dünyanın her karış toprağının tüm insanlara ait olduğunu göstererek, dünya topraklarının karış karış bölünüp sahiplenmesinin ne kadar zehirli bir düşünce olduğunu göstermek için yapmıştır.
Uranüs tekrar Boğa burcunda. Uranüs sabit bir toprak burçta kalarak yine bu güvenlik duygumuzu sağlıksız bir temele oluşturduğumuzu haykıracak. Oyunu değiştirecek. Şok edecek ve yeni bir alan sunacak. Değer sistemimizi alt üst edecek, böyle yaparak bizi bilinen modellerden özgürleştirecek. Dünyadaki değer sisteminin baş maddi aktörlerinden biri paradır. Bu noktada paraya yüklediğimiz anlam da değişkenlik gösterecektir. Bu yerleşimin negatif yönüyle maddi krizlerle karşı karşıya kalabiliriz. Uranüs, Satürn’ün kısıtlandırılma illüzyonun ilerisini gören yeni bir paradigmanın kurulmasını simgeler.
Kişisel düzeyde “benim” dediğiniz şeylerin ne kadar sizin olduğunuzu tekrar düşünmenizi isterim. Sahip olmanın, hırsın, açgözlülüğün prim yapacağı bir dönemde değiliz. Maddi kaynaklarımızı bankalara yığmış, hayatın keyfini bir köşeye atmışken Uranüs’ün hatırlatacağı, bir karış toprağın da bize yeteceğidir. Bu noktada Uranüs, bize değişimi, büyümeyi, farkındalığı ve büyük bir uyanışı getirecektir!
Gülden Bulut, Ağustos 2021
Kaynak: Gökyüzünün Söyledikleri, Gülden Bulut, 2019