Yetki ve Fonksiyon Olarak Gezegenler

Belki de astrolojiye psikolojik bir yaklaşımın tanımlayıcı niteliği, doğum haritasını insanın büyüme ve değişim potansiyelini desteklemeye odaklanması ve entegre etmesidir.

AstroPsikoloji, astrolojinin psikolojik kavramlar ve uygulamalar açısından yeniden şekillendirilmesidir. Psikolojik astroloji ilk gücünü Carl Jung’un analitik psikolojisinden almasına rağmen, daha yeni girişimler arasında psikodinamik teori, genel sistem teorisi, bilişsel davranış psikolojisi ve diğer çeşitli model ve perspektiflerden fikirlerin asimilasyonu bulunmaktadır. Belki de astrolojiye psikolojik bir yaklaşımın tanımlayıcı niteliği, insanın büyüme ve değişim potansiyelini desteklemeye odaklanmasıdır. Bu nedenle, AstroPsikoloji bir kişilik teorisi, gelişim modeli ve teşhis / tahminsel bir araç olarak kavramsallaştırılabilir.

AstroPsikolojinin temel ilkesi, gezegenlerin yönettikleri burçlarınn ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik işlevleri sembolize etmeleridir. Burçlar güdülerdir; gezegenler aktif etkenlerdir. Bunu söylemenin başka bir yolu, bir gezegenin doğasında var olan bir güç veya işlevleri yerine getirme yeteneği olarak tanımlanabilen psikolojik bir yetkiyi sembolize etmesidir. Gezegensel işlevler o gezegenin normal karakteristik eylemleridir; örneğin, Mars, iddia etme, başlama, savaşma, rekabet etme ve hayatta kalma işlevlerini sembolize eder. Arkaik insanlar gezegensel arketipleri kendi zihinlerinin dışından gelen tanrılardan gelen mesajlar olarak deneyimlemekle birlikte, bugün arketipleri iç yaşamımızı oluşturan çekirdek duygular, ihtiyaçlar ve değerler olarak kabul ediyoruz.

Gezegensel işlevler, gezegenin yönettiği burçların ihtiyaçları tarafından motive edilir. Bu, motivasyon ve işlevin bir roket ve yakıt tankı kadar ayrılmaz olduğu anlamına gelir. Her burç-gezegen eşlemesi bir sistem olarak kabul edilebilir. Vücut hakkında konuştuğumuzda, kardiyovasküler sistem, gastrointestinal sistem ve endokrin sistem gibi spesifik sistemlere atıfta bulunuruz. Aynı şekilde psikolojik sistemler de vardır. Koç-Mars, rekabetçi / iddia sistemini, Boğa-Venüs güvenlik / istikrar sistemini ve Oğlak-Satürn kontrol / ustalık sistemini yönetir. Bir burç-gezegen motivasyonel bir sistemdir çünkü ruhun iki bileşeni arasında bir etkileşim gerektirir: burç ve gezegen. İhtiyaçlar olarak, burçlar yönetici gezegenlerini belirli işlevleri yerine getirmeye motive eder ve bu işlevler altta yatan güdüye hizmet eden uygun eylemleri içerir.

Abraham Maslow (1968) insanların fiziksel yapıya benzer temel bir doğayla doğdukları söyler. Aynı şekilde astrolojide de psikolojik işlevler biyolojik işlevlerle benzerir. Sindirim ve eliminasyon fonksiyonları, örneğin, Başak-Merkür ve Akrep-Plüton tarafından yönetilen yapıya karşılık gelen psikolojik süreçlerdir. Tıpkı yiyecekleri sindirirken olduğu gibi, bilgileri sindiririz, yararlı parçalara böleriz ve bilişsel yapımıza asimile ederiz. Biyolojik ve psikolojik işlevler aynı burç-gezegen sistemi tarafından yönetilir.

Başak-Merkür sistemi bağırsakları, gastrointestinal sistemi ve genel gıda metabolizmasını yönetirken, aynı zamanda yetkinli, hizmet, bilgiyi analiz etme ve kullanma gibi psikolojik süreçleri de yönetir. Başka bir deyişle, Başak, bilginin metabolizmasıyla ilgilidir – biyolojik düzeyde sindirim sürecine karşılık gelir. Benzer şekilde, biyolojik ve psikolojik eliminasyon süreçleri Akrep-Plüton tarafından yönetilir. Biyolojik düzeyde, Akrep-Plüton, mesane, prostat bezi, testisler, kolon ve rektumu içeren cinsel / üretken organları yönetir. Bu organ sistemlerinin dışarıya atma ve eliminasyon süreçlerinde yer aldığını unutmayın; kadınlarda yumurtlama ve adet kanaması ve erkekte de boşalmas süreçlerine karşılık gelir. Psikolojik olarak, Akrep-Plüton cinselliği yönetir ve doğası gereği nüfuz etme, erotik ve rejeneratif olma eğilimindedir. Ayrıca yıkıcı duyguların ve alışkanlıkların tasfiyesi gibi psiko-yok edici süreçleri de içerir. Bu iki örnek – Başak-Merkür ve Akrep-Plüton – burç-gezegen sisteminin biyolojik bir organa nasıl benzediğini ve psikolojik bir ihtiyaca ya da güdüye hizmet eden belirli bir eylem türünü sembolize etmek için yeterli olmalıdır.

Nasıl bir burcun ihtiyacı, o burcu karakterize eden davranışlardan çıkarılabilirse, bir gezegenin işlevleri de doğasını karakterize eden eylemlerden çıkarılabilir. Bu sadece tümevarımsal bir muhakeme meselesidir. Bir gezegenin karakteristik eylemlerini gözlemleyerek, eylemlerin nereye götürdüğünü – kısacası davranışın amacını fark edebiliriz. Eylem, hedefe yönelik veya bir nedenden dolayı yapılan herhangi bir davranıştır. Eğer kişi Neptün’ün ruhsal kısıtlamalar, acı çekmek için şefkat, kurtarıcı aşk, hayırseverlik, psişik yetenekleri, fantezi ve hayallerde rol oynadığını gözlemlerse, Neptün’ün işlevleri Neptünyen olarak sınıflandırılan tüm eylemleri hesaba katmak zorunda kalacaktır.

Neptün’ü “Aşkın olanın Yetkisi” olarak adlandırırsak, bu yeterli olabilir, çünkü manevi kısıtlamalar, benlik duygusunu aşma ve daha yüksek bir bilinçle birleşme hizmetindedir. Kurtarıcı aşk, birinin kişisel çıkarlarını aşmasını ve başkalarının acılarını hafifletmek için harekete geçmesini gerektirir. Psişik yetenekler rasyonel akıl ve duyusal deneyimi aşan bilişsel kapasiteleri içerirken, fantezi ve rüyalar günlük, maddi gerçekliği aşan idealler algısını içerir. Tek bir kelime bu arketipik sürecin aldığı farklı biçimlere karşılık gelmese de, “Aşkın olanın Yetkisi” herhangi bir terim kadar iyi bir terimdir. Bir gezegensel yetki için en iyi isim sadece gezegenin kendisidir – bu durumda Neptün yetkisi.

Bir gezegenin herhangi bir karakteristik eylemi, bir fiilden bir isme dönüştürülebilir, bu da bize bu işlev için bir isim verir. Gezegensel işlevlerin o gezegenin normal, uygun veya karakteristik eylemleri olduğunu hatırlayın. Örneğin, Neptün hayal etme, empati kurma ve sezme fiillerini sembolize eder. Bu fiilleri isimlere dönüştürerek Neptün’ün üç işlevini elde ederiz: hayal gücü, empati ve sezgi. Her terim karmaşık, psikolojik yetkinin bir yönünü anlatır. Tabii ki, Neptün’ün bu üçünün ötesinde başka işlevleri de var.

Yine, fonksiyonlar her zaman ihtiyaçların hizmetindedir. Bir burcun temsil ettiği her ihtiyaç için, bu ihtiyacın karşılanmasına adanmış bir gezegensel işlev vardır. Burçlar ve gezegenler, fiil-isim çiftleri oluştururlar, gezegen, üzerinde hakim olduğu burcun ihtiyacının (isim) aktif temsilcisidir. Örneğin Satürn Oğlak’ı yöneten gezegendir. Oğlak ihtiyacı, biçimde mükemmellik için itici güç olarak tanımlanabilir – ya da basitçe, düzen, yapı ve kontrol ihtiyacı olarak tanımlanabilir. Oğlak’ın fiil formu ve aktif temsilcisi olan Satürn, davranış ortamında yapılandırma ve kontrol ederek ihtiyaçlarını karşılar. Dolayısıyla Satürn, düzen, yapı ve kontrol fonksiyonlarını temsil eder. Bu bağlamda, her gezegen belirli bir faaliyet türünü sembolize eder. Gezegenler aktörlerdir ve her biri farklı bir şekilde hareket eder.

Bir haritada, Satürn belirli bir burçta olacaktır. Diyelim ki Satürn İkizler’de. Böylece, astrolojik bir cümlenin sözdizimine sahibiz: Oğlak (isim) ihtiyacı, Satürn (fiil) tarafından İkizler tarzında (zarf) karşılanır. Kısacası, düzen ihtiyacı entelektüel olarak yerine getirilir. İkizler’deki Satürn, zihinsel yapıların düzenlenmesi yoluyla mükemmellik arayışını temsil eder. Satürn doğum haritasında vurgulanırsa (örneğin, Güneş ile kavuşumunda), dilde mantıksal bir sisteme saplantılı bir şekilde ihtiyaç duyan bir bireyi gösterebilir. Belki de dilbilim üzerine bir kitap yazabilir veya bir sözdizimi teorisi tasarlayabilir. İkizler burcunun yerleşmesi sadece Satürn’ün Oğlak ihtiyacını nasıl karşıladığını ve bazı olası sonuçların olabileceğini önermektedir.

Buradaki nokta, burçlarla simgelenen ihtiyaçların gezegenlerin temsil ettiği işlevleri tetikleyen motivasyonu sağlamasıdır. Bu işlevlerin motive edici ihtiyaçlarını nasıl karşılayıp karşılamadığı, gezegenin burcu ve ev pozisyonu ve diğer gezegenlere açıları da dahil olmak üzere bir dizi ek faktör tarafından belirtilir. Bir gezegenin burç ihtiyacını karşılama seviyesi, o gezegenin işlevselliğinin (veya işlev bozukluğunun) bir ölçüsüdür. Bununla birlikte, bu oldukça karmaşık bir konudur, bu yüzden şimdilik burada duracağız. İlgilenen okuyucular daha fazla bilgi için aşağıdaki kitapları inceleyebilir.

Referanslar

  • Maslow, A. (1968). Toward a psychology of being. Princeton, NJ: Van Nostrand
  • Perry, G. (2012). An Introduction to AstroPsychology. Haddam Neck, CT: AAP Press.
  • Perry, G. (2012). Depth Analysis of the Natal Chart. Haddam Neck, CT: AAP Press.
  • Glenn Perry   
  • Çeviren: Gülden Bulut

Kategoriler

Astroloji Dergisi 

Son Makaleler

Youtube Kanalımız

Benzer Makaleler

Menü